Filtreler
Filtreler
Bulunan: 23 Adet 0.001 sn
İlgili Araştırmacılar [2]
Tam Metin [2]
Alt Tür [2]
Alt Tür 1 [2]
İnsani gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisi: Bazı Afrika ülkeleri üzerine bir uygulama

Bekir ÇELİK

Makale/Derleme | 2019 | Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Bu çalışmada, Afrika kıtasında bulunan 52 ülke arasından verilerin elverişlilik durumuna göre seçilen 33 Afrika ülkesinin, 1995-2014 yıllarına ait verilerinden yararlanılarak insani gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmamızda; insani gelişme endeksi bağımlı değişken, eğitim harcamaları, kişi başına düşen sağlık harcamaları ve GSYH ise bağımsız değişkenler olarak seçilmiştir. Analiz kısmında öncelikle serilerin yatay kesit bağımlılıkları incelenmiştir. Daha sonra panel durağanlık testleri kullanılarak serilerin durağanlık seviyeleri test edilmiştir. Seriler durağan hale geldikten sonra, panel ARDL kısa d . . .önem analizi sonucunda insani gelişme ile gelir değişkeni arasında pozitif ve anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Fakat insani gelişme ve eğitim değişkeni arasındaki ilişki negatif ve anlamlı bulunmuştur. İnsani gelişme ve sağlık değişkeni arasındaki ilişkinin ise pozitif fakat istatistiksel olarak anlamsız olduğu belirlenmiştir. Kısa dönem analiz sonuçlarının aksine uzun dönem ARDL sonuçlarına göre insani gelişme ve gelir değişkeni arasındaki ilişki negatif ve istatistiksel olarak anlamlı, insani gelişme ile hem eğitim hem de sağlık değişkenleri arasındaki ilişki ise pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı oldukları tespit edilmiştir. Dumitrescu-Hurlin panel nedensellik testi sonuçlarına göre insani gelişme ile gelir, sağlık ve eğitim değişkenlerinin %5 anlamlılık düzeyinde karşılıklı olarak birbirlerinin nedeni olduğu tespit edilmiştir. Bütün bu sonuçlardan hareketle teorinin de öngördüğü gibi Afrika ülkeleri için ekonomik büyümeyi açıklamada sadece gelir değişkenin göz önünde bulundurulmasının yeterli olmadığı buna ilave olarak eğitim ve sağlık değişkenlerinin de hesaba katılmasının doğru olacağı tespit edilmiştir. Politika yapıcılar ekonomik büyüme ve kalkınma planları yaparken etki gücünü göz önünde bulundurarak kısa dönemde gelir değişkenini, uzun dönemde ise eğitim değişkenini temel alan politikaları devreye sokmalıdır Daha fazlası Daha az

Elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi: Türkiye örneği

Bekir ÇELİK

Makale/Derleme | 2018 | Social Sciences Studies Journal

Enerjinin öneminin her geçen gün arttığı günümüzde, enerji ülke ekonomilerinde önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla literatür incelendiğinde enerji tüketimi-ekonomik büyüme ve enerji üretimi-ekonomik büyüme ilişkisi üzerine yoğunlaşan çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan farklı olarak çalışmamızda, elektrik üretiminin (yenilenebilir ve yenilenemez kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin) işsizlik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye için 1991- 2016 dönemine ait yıllık veriler kullanılarak ARDL (Autoregressive Distributed Lag) yaklaşımı ile elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi i . . .ncelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kısa dönemde, yenilenemez ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi cari dönemde %5 düzeyinde anlamsız çıkmıştır. Uzun dönemde ise, yenilenemez kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi anlamsız çıkmıştır. Ancak yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik üretimin işsizlik üzerindeki etkisi oldukça anlamlı ve negatif çıkmıştır. Dolayısıyla, politika üreticilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacakları yatırımlar, Türkiye’de uzun dönemde işsizlik oranlarının azalmasında etkili olabilir. Today, the importance of energy increases day by day, energy is an important part of the country’s economies. Therefore, there are many studies focusing on the relationship between energy consumption-economic growth and energy productioneconomic growth. Unlike these studies our study was investigated the impact of electricity production (electricity generation from renewable and non-renewable sources) on unemployment. For this purpose, the impact of electricity production on unemployment is investigated via ARDL (Autoregressive Distributed Lag) approach by using Turkey’s annual data for the period 1991-2016. According to the findings, it is concluded that there is a long-term relationship between the variables. In the short term, the impact of electricity generation from non-renewable and renewable sources on unemployment is insignificant at the level of 5% in the current period. In the long term, the impact of electricity generation from non-renewable sources on unemployment is insignificant. On the other hand, the impact of electricity generation from renewable sources on unemployment is quite significant and negative. Therefore, the investments of policy makers in renewable energy sources will be effective in reducing long-term unemployment rate in Turkey Daha fazlası Daha az

The nexus between access to energy, poverty reduction and PM2.5 in Sub-Saharan Africa: New evidence from the generalized method of moments estimators

Bekir ÇELİK

Makale/Derleme | 2022 | Science of the Total Environment827 ( 154377 ) , pp.1 - 11

Poverty reduction and environmental quality are the two main agendas of sustainable development goals. However, recent research suggests that there may be a dilemma between efforts to achieve these two goals. This paper aims to explore the existence of a dilemma between poverty and air pollution (PM2.5) in Sub-Saharan African countries using dynamic estimation methods. We also try to reveal the socio-economic dynamics that affect poverty and air pollution. Our findings are evaluated in four ways. First, there is strong evidence of a trade-off between poverty and PM2.5 emissions in African countries. Second, while economic growth and . . . access to energy reduce poverty, they increase air pollution and thus confirm the dilemma. Third, population and trade do not significantly affect poverty, while population increases air pollution and trade decreases it. Fourth, and most notably, human development, property rights and economic freedom reduce both poverty and air pollution. Ultimately, this research supports the poverty-environment dilemma and provides empirical evidence for a solution Daha fazlası Daha az

Ekonomik Büyüme, Enflasyon ve Faiz Iliskisi: Türkiye Örnegi (1990-2019)

Bekir ÇELİK

Kitap Yazarlığı ve Çevirmenliği | 2021 | Iktisadi, Mali ve Finansal Uygulamaların Ampirik Sonuçları , pp.231 - 245

Kitap Yazarlığı ve Çevirmenliği

Geçiş ekonomilerinde reel döviz kuru ve ekonomik büyüme ilişkisi

Bekir ÇELİK

Makale/Derleme | 2017 | Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi

Literatürde ekonomik büyüme ve reel döviz kuru arasındaki ilişki Balassa- Samuelson hipotezinden sonra dikkat çeken bir konu haline gelmiştir. Ekonomik büyüme ve reel döviz kuru arasında güçlü bir ilişkinin varlığı, hükümetlerin ekonomik büyüme için doğru kur politikaları belirlemelerini gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yer alan 12 geçiş ekonomisinde 2006-2014 dönemi çapraz kesit verileri kullanılarak panel veri analiziyle ekonomik büyüme reel döviz kuru arasındaki ilişki araştırılmıştır. Araştırmamız, bu ülkelerde söz konusu dönemde reel döviz kuru azaldıkça ekonomik büyümenin arttığı ilişkisinin istat . . .istiki olarak anlamlı fakat reel kurdaki hareketlerin büyümeyi açıklamada ana değişken olmadığı sonucunu vermiştir. Following Balassa-Samuelson hypothesis, the relation between economic growth and real exchange rate has become an attention drawing subject in the literature. The existence of a strong relation between economic growth and real exchange rate necessitates the governments to choose the right exchange rate policies for achieving economic growth. This paper investigates the relation between economic growth and real exchange rate via panel data analysis using cross-sectional data of 12 transition economies in Eastern Europe and Middle Asia. The results of the analysis suggest a statistically significant increase in economic growth as the exchance rate decreases. However, real exchange rate movements do not turn out to be the major variable in explaining the economic growt Daha fazlası Daha az

Türkiye’de Kadın İstihdamının Ekonomik Büyüme ve Kalkınmadaki Rolü

Bekir ÇELİK

Bildiri | 2023 | 3rd International Conference on Innovative Academic Studies , pp.234 - 235

Kadınların işgücüne katılımı, bir ülkenin ekonomik performansını etkileyebilir ve toplumsal dönüşümü hızlandırabilir. Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik gelişmeleri, kadınların işgücüne katılım oranının artışıyla paralel olarak gerçekleşmiştir. Bu artışın ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ve kadın istihdamının sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkısının incelenmesi konusu önemlidir. Bu bağlamda çalışmada Türkiye’de kadın istihdamının ekonomik büyüme ve kalkınma üzerindeki etkisinin ampirik olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda değişkenler arasındaki ilişkinin ortaya konulmasında ARDL Sınır Test (Autoregressiv . . .e Distributed Lag Bounds Test) yöntemi kullanılmıştır. Türkiye’nin 1990-2021 dönemine ait verilerinden yararlanılarak yapılan analiz sonucunda, kısa dönemde kadın istihdamı ile hem ekonomik büyüme hem de ekonomik kalkınma arasında literatürle uyumlu olarak pozitif ve anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Kadın istihdamı ile ekonomik büyüme ve ekonomik kalkınma arasında uzun dönem ARDL sonuçlarına göre pozitif ilişki tespit edilmiştir fakat %10 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur. Bu sonuçlar, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde beklenen bir durumdur. Özellikle kadın istihdamının kayıt altına alınmaması istihdam oranının düşük kalmasına ve buna bağlı olarak katsayının çok düşük ve/veya istatistiksel olarak anlamsız sonuçlar elde edilmesine yol açmaktadır. Gelişen teknoloji ile birlikte kadın istihdamının artırılması, çalışan kadınların iktisadi sisteme kayıtlı olması önemlidir. Türkiye’nin küresel gelişmelerden daha fazla istifade edebilmesinde kadın istihdamının artırılması ve istihdam edilen kadınların da resmi olarak kayıt altına alınması tavsiyesinde bulunulabilir. Ekonomik büyüme ve kalkınmanın artırılması ülkelerin temel hedefleri arasındadır. Toplumsal dönüşüm teşvik edilerek ve cinsiyet eşitsizliğini azaltmaya yönelik politikalar uygulanarak kadınların istihdam oranlarının artırılması, bu hedefin gerçekleştirilmesinde önemli katkı sağlayabilir Daha fazlası Daha az

Türkiye`de işsizlik, işgücü verimliliği ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki (1991-2015): Yapısal VAR yaklaşımı

Bekir ÇELİK

Bildiri | 2019 | TEK 20. Ulusal İktisat Sempozyumu , pp.5 - 5

Tarih boyunca işsizlik konusu dünya ekonomisinin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunların başında gelmiştir. Dünya ekonomisine paralel olarak Türkiye’de de son dönemde işsizlik sorunu çözülmesi önem arz eden konular arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Politika yapıcılar işsizliği azaltmak için çeşitli politika önerileri sunmuş ve hayata geçirmişlerdir. Ele alınan çalışmada da Türkiye’de işsizliğin azaltılması adına işsizlik, işgücü verimliliği ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1991-2015 dönemi verileri kullanılarak Yapısal VAR (SVAR) yaklaşımı ile incelenmiştir. Etki-Tepki fonksiyonlarından elde edilen sonuçlara göre işgücü . . .verimliliğinin işsizlik üzerindeki etkisi beklenildiği gibi genel anlamda pozitiftir. Bu etki birinci dönemde pozitif ve mutlak artan, ikinci dönemin ortalarına kadar pozitif fakat mutlak azalan, ikinci dönemin ortalarından üçüncü döneme kadar negatif ve azalan iken üçüncü dönemden üçüncü dönem sonlarına kadar pozitif ve artan bir seyir izlemiştir. Sonraki dönemlerde ise pozitif bir seyir izlemiştir. Diğer taraftan ekonomik büyümenin işsizlik üzerindeki etkisi ise teoriye uygun olarak genel anlamda negatiftir. Bu etki başlangıç döneminde negatif ve mutlak azalandır. Birinci dönemden ikinci dönem ortalarına kadar negatif fakat artandır. İkinci dönem ortalarından üçüncü döneme kadar pozitif ve artan iken üçüncü dönemden üçüncü dönem ortalarına kadar pozitif fakat azalandır. Sonraki dönemlerde ise negatif ve azalan bir seyir izlemiştir Daha fazlası Daha az

YENİ SANAYİLEŞEN ÜLKELERDE (N11) ENERJİ YOKSULLUĞU VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

Bekir ÇELİK

Makale/Derleme | 2023 | Erciyes University Journal of Faculty of Economics and Administrative Sciences ( 64 ) , pp.47 - 51

Ülkelerin ekonomik büyüme hedeflerini gerçekleştirmelerinde enerji önemli bir araçtır. Enerjiye erişim, endüstrileşmenin temel konuları arasındadır. Dolayısıyla yeni sanayileşen ülkelerin (N11) enerji yoksulluğu ile ekonomik büyüme ilişkisinin incelenmesi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. N11 ülkelerinin 2000-2019 dönemine ait verileri; Westerlund panel eşbütünleşme, FMOLS (Fully modified ordinary least squares), DOLS (Dynamic ordinary least squares) ve Dumitrescu-Hurlin nedensellik testleri kullanılarak incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, enerji yoksulluğu ile ekonomik büyüme arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit . . . edilmiştir. Enerji yoksulluğunda yaşanacak %1’lik artışın ekonomik büyümeyi %0.45 (FMOLS), %0.34 (DOLS) artıracağı tespit edilmiştir. Son olarak, enerji yoksulluğu ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik vardır hipotezi istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Bu sonuçlardan hareketle, enerji yoksulluğunun azaltılması adına; yenilebilir enerji kaynaklarının artırılması, elde edilen enerjinin etkin ve verimli kullanılması konusunda politika yapıcılara önerilerde bunulmuştur Daha fazlası Daha az

An Empirical Investigation of Waste Management and Ecological Footprints in OECD Countries

Bekir ÇELİK

Kitap Yazarlığı ve Çevirmenliği | 2023 | Environmental Assessment of Recycled Waste , pp.43 - 66

Kitap Yazarlığı ve Çevirmenliği

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms