Filtreler
Filtreler
Bulunan: 51 Adet 0.002 sn
BM Sürdürülebilir Kalkınma [1]
Tam Metin [2]
Alt Tür 1 [2]
Bilimsel Araştırma Etkinlikleri [1]
Tarih [1]
Projeler [1]
Environmental Kuznets curve hypothesis for sub-elements of the carbon emissions in China

Onur GÖZBAŞI

Makale/Derleme | 2016 | Natural Hazards82 ( 2 ) , pp.1327 - 1340

The purpose of this paper was to investigate the validity of the environmentalKuznets curve (EKC) hypothesis for the period between 1977 and 2013 by using the sub-elements of carbon (CO2) emissions in China. To this end, the fully modified ordinary leastsquares and pairwise Granger causality methodologies have been employed. As a result, itis found that financial development leads to an improvement in environmental performancein China for many kinds of pollution, including the following: liquid fuel pollution, solidfuel pollution, residential buildings and commercial and public services pollution, andelectricity and heat production po . . .llution. The findings indicate that an increase in percapita consumption of energy will lead to an increase in eight different sub-elements of thecarbon emissions. The highest impact is for per capita CO2emissions and the lowestimpact is for liquid fuel CO2emissions. The findings also suggest that the EKC hypothesisis valid for CO2emissions from gaseous fuel consumption, liquid fuel consumption, solidfuel consumption and transportation. However, the EKC hypothesis is not valid foraggregate CO2emissions, CO2emissions from residential buildings and commercial andpublic services, from electricity and heat production and from manufacturing industriesand construction Daha fazlası Daha az

Benlik karmaşıklığının (self complexity) iş stresi, iş-aile çatışması ve aile-iş çatışması üzerindeki etkileri ve aracılık rolünün belirlenmesi

Ceren AYDEMİR

Bildiri | 2016 | 24. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi , pp.105 - 116

Çalışmanın iki temel amacı bulunmaktadır. Benlik karmaşıklığının iş stresi, iş-aile çatışması ve aile-iş çatışması üzerindeki etkilerini belirlemek çalışmanın birinci amacıdır. İkinci amaç ise benlik karmaşıklığının, iş stresinin iş-aile ve aile-iş çatışması üzerindeki etkisinde anlamlı bir aracılık etkisine sahip olup olmadığını belirlemektir. Çalışmada çatışma, iş-aile ve aile-iş olmak üzere iki tür olarak düşünülmüştür. Bu iki temel hipotezi test etmek üzere Kayseri’de akademisyen, tezli ve tezsiz yüksek lisans öğrencileri ve doktora öğrencilerinden oluşan 93 kişilik bir örneklem üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Araştırma sonu . . .çlarına göre, benlik karmaşıklığının iş stresi, iş-aile çatışması ve aile-iş çatışması üzerinde anlamlı negatif etkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca benlik karmaşıklığının iş stresinin iş-aile ve aile-iş çatışmaları üzerindeki etkisinde anlamlı bir aracılık etkisine sahip olmadığı belirlenmiştir. Çalışmada benlik karmaşıklığının ilk kez böyle bir modelde uygulanması çalışmanın orijinalliğini artırmıştır ve literatüre önemli bir katkı sağlamıştır. Daha fazlası Daha az

Medeniyetin inşasında ‘epistemik topluluklar’-üstünlük iddiası ve sömürü ilişkisi: Antik Yunan üzerinden bir değerlendirme

Fatih Ertugay

Makale/Derleme | 2016 | AÜSBED

Medeniyet kavramı sıklıkla medenileşme süreci üzerinden açıklanmakta ve medenileşme sürecinin somut olarak gözlemlenebilecek unsur ve mekanizmalarına göndermede bulunulmaktadır. Sanatsal zevk ve uğraşlar, mimari, okuma-yazma, yazılı eserler üretme ve bunların dil yoluyla aktarılması söz konusu unsur ve mekanizmalar arasında zikredilmektedir. Aynı oranda dikkate değer olan diğer bir unsur da, medeni davranış ve tavırlarla medeniyete rengini veren kültürün (medeniyetler arası farkların) üretilmesi, yayılması ve devam ettirilmesi olgusudur. Bu bağlamda bilim adamları, din adamları, düşünürler, mimarlar, müzisyenler, şairler ve diğer sa . . .natkârlardan oluşan ve epistemik topluluk olarak ifade edilebilecek bir topluluğun, toplumsal davranış normlarını oluşturmaları ve toplumun anlam dünyasında yer edecek kavramları üretmeleri, yaymaları ve aktarmaları; bir anlamda onları medenileşme sürecinin, dolayısıyla da medeniyet olgusunun birincil aktörleri haline getirmektedir. Şayet medeniyetin varlığı böylesi epistemik toplulukların varlığına bağlı ise, bu epistemik toplulukların varlığı neye ya da nelere bağlıdır? Bu sorunun birçok cevabından birisi, bahse konu epistemik toplulukların ihtiyaç duydukları zamanın ve üretim imkânlarının yaratılması zorunluluğudur. Bu çalışma söz konusu bu zamanın ve üretim imkânlarının yaratılmasında şiddet ve sömürünün yeri ile epistemik topluluklar arasındaki ilişkiyi ve ilişkinin medeniyet sürecine yansıma biçimini Antik Yunan üzerinden yapılacak bir değerlendirmeyle analiz etmeyi amaçlamaktadır. The concept of civilization is often described through the process of civilizing and the reference of civilization is made to the elements and mechanisms that can be observed into the process of civilizing. Artistic pleasures and pursuits, architecture, reading and writing, written works and their transferring through language are among the aforementioned elements and mechanisms. Evenly other remarkable elements is phenomenon that enlivens the culture by civilized behavior and attitudes, it’s production, spreading and maintenance. In this context, it can be stated that a community can be described as an epistemic community consisting of scientists, religious leaders, thinkers, architects, musicians, poets and other craftsmen. Epistemic communities that make up the social norms of behavior and, produce, spread and transfer the social concepts, in a sense, they make them the primary actors of civilizing process and therefore the phenomenon of civilization. If the existence of civilization is dependent on the presence of such epistemic communities, it depends on what the presence of epistemic communities are? One of the many response of this problem is the necessity of the creation of the needed time and production facilities. In this study, it will be discussed the relationship between claim of superiority and exploitation and epistemic communities, in the creation of this time and opportunities for the production, and the process of civilization, a form of reflection of the relationship. This study will be analyzed through a survey of the ancient Greeks Daha fazlası Daha az

Tek taşıyıcılı ve çok taşıyıcılı WiMAX radyoda CFO izleme başarımlarının analizi An analyses of the CFO tracking performances in single and multi carrier WiMAX radio

Ali ÖZEN

Bildiri | 2016 | IEEE 24th Signal Processing and Communications Applications SIU 2016 , pp.1 - 4

Bu bildiride, tek taşıyıcılı (Single Carrier, SC) ve çok taşıyıcılı (Multi Carrier, MC) WiMAX radyo için zamanla değişen frekans-seçici Rayleigh sönümlü kanallarda kullanılan kanal denkleştiricilerin Taşıyıcı Frekans Kayması (Carrier Frequency Offset, CFO) izleme başarımları incelenmektedir. SC radyoda kanal denkleştirme için doğrusal olmayan (Decision Feedback Equalizer, DFE) denkleştirici ve MC WiMAX radyoda ise frekans bölgesi kanal denkleştirici (Frequency Domain Equalizer, FDE) kullanılmaktadır. CFO’nun farklı değerleri için, her iki sistemin başarımları karşılaştırılmaktadır. IEEE 802.16- 2004 standardını kullanan bilgisayar b . . .enzetim sonuçları zamanla değişen frekans seçici Rayleigh sönümlemeli kanallarda SC WiMAX radyonun MC WiMAX radyodan daha iyi başarıma sahip olduğunu göstermektedir. The carrier frequency offset (CFO) tracking performances of channel equalizers used in time varying frequency selective Rayleigh fading channels for single (SC) and Multi Carrier (MC) WiMAX radio has been investigated in this paper. Non-linear equalizer, decision feedback equalizer (DFE), is employed in SC radio and frequency domain equalizer (FDE) is also used in MC WiMAX radio. The performances of both systems for different values of CFO are compared. Computer simulations results using IEEE 802.16-2004 standard have demonstrated that the SC WiMAX radio has considerably better performance than the MC WiMAX radio in time varying frequency selective Rayleigh fading channels Daha fazlası Daha az

Yapay sinir ağı tabanlı modülasyon tanıma sistemlerinde kullanılan eğitim algoritmalarının karşılaştırmalı başarım analizi

Ali ÖZEN

Bildiri | 2016 | Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Sempozyumu (EEB 2016) , pp.206 - 215

Bu bildiride, toplanır beyaz Gauss gürültülü (Additive White Gaussian Noise, AWGN) ve frekans seçici Rayleigh sönümlemeli kanala maruz kalmış taban bant sinyallerinin sınıflandırılması için kullanılan Yapay Sinir Ağları (Artificial Neural Networks, ANN)’nda eğitim algoritmalarının başarımları analiz edilmektedir. ANN sınıflayıcıda alınan sinyallerin yüksek dereceli logaritmik momentlerinden yararlanılmaktadır. Yapay sinir ağlarının başarımını doğrudan etkileyen optimum ağırlık kümesinin bulunmasında farklı eğitim algoritmaları kullanılmaktadır. Yapılan çalışmada, ANN’nın eğitilmesinde en çok kullanılan Levenberg Marquardt (LM) algor . . .itması ile Ölçeklenmiş Eşlenik Bayır (Scaled Conjugate Gradient, SCG) algoritmasının başarımları karşılaştırılmaktadır. Bilgisayar benzetim sonuçları düşük eğitim adımlarında bile LM-ANN sınıflandırıcının SCG-ANN sınıflandırıcıdan daha iyi sınıflama doğruluğuna ulaştığını göstermektedir Daha fazlası Daha az

FFT tabanlı OFDM ile DWT tabanlı OFDM sistemlerinin karşılaştırmalı başarım analizi

Ali ÖZEN

Bildiri | 2016 | Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Sempozyumu (EEB 2016) , pp.201 - 205

üksek veri hızları için istek sürekli olarak arttıkça daha verimli kablosuz haberleşme sistemleri geliştirmek için ihtiyaç her zaman olacaktır. Dikgen Frekans Bölmeli Çoğullama (Orthogonal Frequency Division Multiplexing, OFDM), spektral verimliliği ve sönümleme bağışıklığı ile yüksek hızlı veri iletimi için gelecek vaat eden çok taşıyıcılı bir kablosuz haberleşme sistemidir. Klasik OFDM sistemleri verici ve alıcıda modülasyon ve demodülasyon için ters Hızlı Fourier Dönüşümü (Inverse Fast Fourier Transform, IFFT) ve Hızlı Fourier Dönüşümü (FFT) yardımıyla Fourier filtrelerini kullanır. Öte yandan dalgacık tabanlı OFDM sistemleri, ço . . .k evreli ağaç yapılı dalgacık ailesinden türetilen birim boylu dalgacıkları kullanır. Daha iyi dikgenliği ve daha fazla bant genişliği kazancı sebebiyle, Semboller Arası Girişimi (Inter Symbol Interference, ISI) ve Taşıyıcılar Arası Girişimi (Inter Carrier Interference, ICI) azaltan OFDM sistemleri için Ayrık Dalgacık Dönüşümü (Discrete Wavelet Transform, DWT) kullanılabilir. Bu bildiride, düşük hesaplama karmaşıklığına sahip Ayrık Dalgacık Dönüşümü (Discrete Wavelet Transform, DWT) üzerine kurulan bir OFDM sistemi ile FFT tabanlı OFDM sisteminin başarımı karşılaştırılmaktadır. DWT tabanlı OFDM sistemde, klasik OFDM sistemindeki FFT yerine DWT kullanılmaktadır. Her iki yöntemin verimliliğini doğrulamak ve DWT tabanlı OFDM ile klasik FFT tabanlı OFDM sistemini karşılaştırmak için toplanır Beyaz Gauss Gürültülü (Additive White Gaussian Noise, AWGN) kanallar ile AWGN ve düz sönümlemeli Rayleigh kanallarda farklı modülasyon türleri için bilgisayar benzetimleri yapılmaktadır. Elde edilen sonuçlardan DWT tabanlı OFDM sisteminin bütün modülasyon türlerinde FFT tabanlı OFDM sistemine yaklaşık olarak 6 dB SNR kazancı sağladığı görülmektedir Daha fazlası Daha az

Correlation between the expressions of leptin and its receptors (ObR, sObR) in gastric cancer

Asuman SAVAŞÇIHABEŞ

Makale/Derleme | 2016 | Turkish Journal of Biochemistry

Objective: The expressions of leptin and its receptor (ObR) have been observed in human gastric cancer (GC) tissue. Leptin can promote the proliferation of GC cells. However, the correlation between leptin and ObR expressions in GC and the role of gastric ObR protein levels in patients with GC is still unclear. This study aimed to evaluate the relationship between leptin, gastric ObR protein and soluble leptin receptor (sObR) levels and whether their possible role of indicator in GC. Methods: Serum leptin, gastric leptin and serum sObR concentrations were determined in 30 male patients with GC and 25 male dyspeptic subjects by enzym . . .e linked immunosorbent assay. We analysed the expression of gastric ObR levels in endoscopically obtained biopsy samples by using Western Blotting method. Results: Compared with controls, patients had lower serum leptin and higher gastric tissue leptin levels. sObR protein concentrations of patients were detected significantly higher, gastric ObR protein expression were lower than subjects in control group. Conclusion: Leptin in gastric cancerous region and sObR in circulation are overexpressed in GC. Their expressions are associated with malignancy. Decreased leptin levels, induces the sObR signal in circulation. This negative feedback regulation is also seen in gastric tissue: increased gastric tissue leptin levels inhibits gastric ObR protein expression. Thus,leptin and ObR may be important indicators in GC Daha fazlası Daha az

IEEE802.11N MIMO-OFDM WLAN sistemler için anten seçimi tekniği kullanılarak uzaymultimod-polarizasyon dairesel mikroşerit antenler (SMP-SCP ULA) ile kapasite arttırımı

Asuman SAVAŞÇIHABEŞ

Bildiri | 2016 | 3. Haberleşme Teknolojileri Çalıştayı , pp.1 - 4

Bu çalışmada MIMO-OFDM WLAN sistemlerin kompakt bindirilmiş dairesel mikroşerit anten dizinleri kullanılarak ortak gönderici/alıcı anten seçimi ile performans analizleri üzerinde çalışılmıştır. IEEE802.11n standardı OFDM WLAN sistemlerde yüksek-seviye modlar ile ışıma yapan mikroşerit antenler kullanmanın yanısıra, gönderici ve alıcıda anten seçim tekniği uygulandığında RF zincir sayısı azaltılarak erişilebilir sistem kapasitesi ve iletim hızı daha da arttırılabilmektedir. Bu çalışmada, alıcıda esnek iki-aşamalı seçim algoritması kullanılmış, göndericide ise alttaşıyıcı başına seçim algoritması kullanılmıştır. Ergodik spektral verim . . .lilik cinsinden anten seçimi uygulanarak sistem performansı incelenmiş ve anten seçimi yapılmayan sonuçlar ile karşılaştırmalı analizler sunulmuştur Daha fazlası Daha az

Modulation of the electronic transport properties of silicon nanotubesvia hydrogenation ratio

Serhan YAMAÇLI

Makale/Derleme | 2016 | Materials Research Express

In this work, electronic transport properties of hydrogenated silicon nanotubes (SiNTs) are studied using first-principles methods. Metallic (4, 4) and (7, 7) SiNTs are simulated using density functional theory combined with non-equilibrium Green's function formalism. The current–voltage characteristics of these nanotubes are obtained for various hydrogenation ratios considering that hydrogenation provides stability to SiNT structures as studied in the literature. The transmission spectra of the investigated SiNT structures are also given and discussed in order to analyse and extend the obtained current–voltage behaviours. It is sho . . .wn that the electronic transport properties of SiNTs can be modulated by their hydrogenation ratio and the same type of SiNT shows conducting, non-conducting and negative differential resistance characteristic with different hydrogenation ratios. Obtained results show that the electronic transport behaviours of SiNTs can be adjusted flexibly with hydrogenation which opens new possibilities to SiNT circuit design Daha fazlası Daha az

Comparison of the terahertz and optical characteristics of graphene and silicene nanoribbons utilizing first-principles approach

Serhan YAMAÇLI

Makale/Derleme | 2016 | Journal of Optoelectronics and Advanced Materials

Optical applications of graphene and related two-dimensional materials are continuously taking interest. In this study, accurate first-principles simulations are utilized for obtaining the terahertz and optical characteristics of realistic graphene and silicene nanoribbons (GNRs and SiNRs). Density functional theory is used for calculating the electron density and then Kubo-Greenwood formalism is applied for the computation and comparison of the complex dielectric functions of equivalent GNR and SiNR samples, which are found to be consistent with the previous results in the literature. Frequency-dependent complex conductivities of t . . .he devices under consideration are also obtained. The surface plasmon polariton (SPP) wave propagation properties of GNR and SiNR samples are then interpreted and compared. The frequency-dependent conductivity data are also imported into a full-wave electromagnetic simulation tool and the characteristics of the GNR and SiNR samples are evaluated for use as nanostrip transmission lines. It is found out that GNRs seem to be more advantageous compared to equivalent SiNRs from both SPP wave transmission frequency range and higher conductivity viewpoints. Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms