Filtreler
Filtreler
Bulunan: 29 Adet 0.001 sn
BM Sürdürülebilir Kalkınma [1]
Tam Metin [2]
Alt Tür 1 [2]
Bilimsel Araştırma Etkinlikleri [2]
Dizin Platformu [4]
Dr. Öğr. Üyesi Neşe KAYABeslenme ve Diyetetik
NUTRITIONAL STATUS AND MEDITERRANEAN DIET ADHERENCE OF THE CHILDREN AND ADOLESCENTS WITH DOWN SYNDROME AND THEIR SIBLINGS

Neşe KAYA | Neriman İNANÇ | Merve KİP

Bildiri | 2023 | 45th Espen Congress Lyon

Rationale: This study aimed to investigate the nutritional status, eating practices, dietary intake and Mediterranean diet quality scores (KIDMED) of children and adolescents with Down Syndrome (DS) and their non-DS siblings. Methods: This cross-sectional study was carried out 57 participants divided into two groups, consisting of 34 DS individuals and 23 control siblings, in Kayseri/Turkey. Socio-demographic data, anthropometric measurements, food consumption and feeding difficulties were recorded face to face. Dietary patterns are evaluated by the Mediterranean Diet Quality Index (KIDMED). The physical activity was measured with t . . .he Physical Activity Questionnaire for Older Children (PAQ-C). Results: The rates of overweight and obesity were higher in the DS group compared to siblings according to WHO BMI-z scores classification (p=0.002). Even using Turkish DS-specific growth curves, overweight and obesity rates were higher (p=0.041). No statistical difference was found in energy and macronutrient intake between groups. The mean KIDMED scores also did not differ between the groups but we found that most of the children with DS have moderate adherence and most siblings have high adherence to the Mediterranean diet (p=0.037). The PAQ-C scores were lower in the DS group compared to their siblings (p=0.039). Conclusion: We conclude that children and adolescents with DS have higher rates of overweight and obesity than siblings even using DS-specific growth curves despite the similar dietary patterns, energy and macronutrient intake. To prevent obesity in children and adolescents with DS, it is important to evaluate their growth and development considering nutritional needs and give specific nutritional recommendations that contribute to better dietary patterns Daha fazlası Daha az

18-65 YAŞ ARASI KİŞİLERDE SEZGİSEL YEME, KISITLI YEME DAVRANIŞI VE DUYGUSAL YEME DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Neşe KAYA

Bilimsel Araştırma Etkinlikleri | 2022 | 10. Ulusal Sağlıklı Yaşam Kongresi , pp.22 - 22

Giriş - Amaç: Yeme bozukluklarının artışı, obezite ile birlikte ivme kazanmıştır ve artan mortalite ile ilişkilidir. Bu nedenle yeme bozukluklarının altında yatan mekanizmaları araştırmak ve çözüm yolları bulmak önem teşkil etmektedir. Duygusal yeme ve kısıtlı yeme davranışı gibi yeme davranışı kalıplarının yeme bozuklukları patofizyolojisinde birer faktör olduğu, sezgisel yemenin ise yeme bozukluklarının önlenmesi ve progresyonunun iyileştirilmesinde etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı da sezgisel yeme, kısıtlı yeme davranışı ve duygusal yeme davranışları arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve tüm bu bileş . . .enlerin yeme davranışı kalıpları içerisindeki yerini ifade etme amacıyla literatüre yeni bir çalışma kazandırmaktır. Yöntem - Gereçler: Bu çalışma 26 Mart 2021-12 Nisan 2021 tarihleri arasında Google Formlar ile oluşturulan çevrimiçi anket ile 18-65 yaş arası katılımcılar üzerinde yürütülmüştür. Çalışmanın örneklem sayısı literatürdeki çalışmalar göz önünde bulundurularak G-Power programından yararlanılarak % 95 test gücü, α=0.05 yanılma payı ile 262 olarak hesaplanmış, çalışma sonunda 522 katılımcıya ulaşılmıştır. Çalışma için etik kurul izni ve katılımcıların onamı alınmıştır. Katılımcılara sosyodemografik özellikleri ve genel beslenme alışkanlıklarına ilişkin bir anket, sezgisel yeme durumlarını saptamak için Sezgisel Yeme Ölçeği-2 (SYÖ-2), kısıtlı yeme davranışları ve duygusal yeme durumlarını belirlemek için Hollanda Yeme Davranışı Anketi’nin (DEBQ) duygusal yeme ve kısıtlı yeme davranışları alt ölçekleri uygulanmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri IBM SPSS (IBM Corp., Windows için Versiyon 26.0) ile gerçekleştirilmiş, elde edilen kategorik veriler sayı ve yüzde, nicel değişkenler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum istatistikler ile özetlenmiş, bağımsız iki grup karşılaştırmaları t testi ile yapılmış ve nicel değişkenler arası ilişkiler ise Pearson Korelasyon katsayısı ile ölçülmüştür. Tüm analizlerde istatistiksel anlamlılık düzeyi % 5 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen katılımcıların % 23,95’i erkek, % 76,05’i kadındır. Yaş ortalamaları 30,33±9,35’dir. Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalamaları ise 24,12±4,62 kg/m2 olarak belirlenmiş olup katılımcıların % 59,2’si normal BKİ kategorisinde (18,5-24,9 kg/m2) yer almıştır. Tüm katılımcılara ait SYÖ-2 toplam puan ortalaması 3,38±0,66, DEBQ Kısıtlı Yeme Davranışı Alt Ölçeği toplam puan ortalaması 2,79±0,88 ve DEBQ Duygusal Yeme Alt Ölçeği toplam puan ortalaması ise 2,23±1,19 olarak saptanmıştır. Ölçek puanları cinsiyetler arasında karşılaştırıldığında DEBQ Kısıtlı Yeme Davranışı Alt Ölçeği ve Duygusal Yeme Alt Ölçeği icin erkeklerin ortalamaları kadınların ortalamalarından istatistiksel açıdan anlamlı olarak duşuk bulunmuştur ( Daha fazlası Daha az

İRRİTABL BAĞIRSAK SENDROMU OLAN HASTALARDA ORTOREKTİK EĞİLİMLERİN VE DİYET KALİTESİNİN YAŞAM KALİTESİYLE İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Neşe KAYA | Aslı Gizem ÇAPAR | Merve KİP

Bildiri | 2023 | ASES INTERNATIONAL HEALTH SCIENCES CONFERENCE , pp.1 - 96

İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) olan bireyler için besinler, semptom tetikleyicileri olarak büyük bir önem taşır. Özellikle yaşanan semptomlar ve bu semptomların ortaya çıkmasından duyulan korku, İBS hastalarının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bununla birlikte İBS ile yeme bozuklukları arasındaki çift yönlü ilişkiye ilgi giderek artmaktadır. Bu araştırma, İBS hastalarının ortorektik eğilimlerinin, gastrointestinal sistem semptom şiddetininin ve diyet kalitesinin yaşam kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmamızın verileri 1 Haziran 2023-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında, “online anket yöntemi” kul . . .lanılarak toplanmıştır. Hastaların enerji ve besin ögesi alımları, 24 saatlik besin tüketim kayıt yöntemi kullanılarak saptanmıştır. Verilerin toplanmasında; yaşam kalitesinin değerlendirilmesi amacı ile İrritabl Bağırsak Sendromu Yaşam Kalitesi (İBS-YK), ortorektik eğilimlerinin değerlendirilmesi için Ortoreksiya Nervoza-11 (ORTO-11), gastrointestinal semptomların değerlendirilmesinde ise İrritabl Bağırsak Sendromu Semptom Şiddet Skoru (İBS-SŞS), diyet kalitesinin değerlendirilmesi için Sağlıklı Yeme İndeksi-2015 (SYİ) kullanılmıştır. Çalışmaya katılan hastaların %90,91’ını kadınlar oluşturmaktadır ve %57,02’si 18-30 yaş aralığındadır. Bireylerin İBS tanısı sonrasında %70,25’i diyetinde değişiklik yaptığını ve bunların %54,11’i diyetisyen desteği aldığını belirtmiştir. En sık yapılan diyetler glutensiz, düşük FODMAP ve laktozsuz olarak belirtilmiştir. Diyet uygulayan bireylerin SYİ puanları uygulamayanlara göre daha yüksektir (p=0,013). Hastaların SYİ skor ortalamalarının 49,90±14,42 olduğu saptanmıştır. İBS’li bireylerin İBS-YK ve ORTO-11 puanları arasında pozitif ilişki bulunmuştur (r=0,2538, p=0,005). İBS-YK ile İBS-SŞS arasında negatif yönlü ilişkili olduğu bulunmuştur (r=-0,6572, Daha fazlası Daha az

Kayseri ilinde yaşayan 65 yaş ve üzeri bireylerde beslenme durumu ve yaşam kalitesinin saptanması

Neriman İNANÇ | Neşe KAYA

Makale/Derleme | 2013 | Türk Geriatri Arşivi

Girifl: Malnütrisyon yafll›larda s›k görülmekte ve yaflam kalitesini düflürmektedir. Bu araflt›rman›n amac›; Kayseri’de yaflayan yafll› bireylerde, beslenme durumu ile yaflam kalitesi aras›ndaki iliflkinin saptanmas›d›r. Gereç ve Yöntem: Araflt›rmaya Kayseri’de yaflayan 1343 erkek, 1262 kad›n olmak üzere toplam 2605 yafll› dahil edilmifltir. Yüz yüze görüflme yöntemiyle; sosyo-demografik özellikleri, Mini Nütrisyonel De¤erlendirme, WHOQOL-OLD yaflam kalitesi formlar›n› içeren anket uygulanm›flt›r. Boy uzunlu¤u, vücut a¤›rl›¤›, bel ve kalça çevresi ölçümleri yöntemine uygun olarak yap›lm›fl ve BK‹, bel/kalça oran›, bel/boy oran› form . . .üllerle hesaplanm›flt›r. Veriler ki-kare, student t testi ve çoklu do¤rusal regresyon analizi ile de¤erlendirilmifltir. Bulgular: Yafll›lar›n %49.2’si malnütrisyon riski tafl›rken, %5.8’inde malnütrisyon saptanm›flt›r. Malnütrisyonlu kad›n yafll›lar›n oran› (%7.6), erkek yafll›lardan (%4.0) yüksek bulunmufltur ( Daha fazlası Daha az

Gebelik Döneminde Verilen Emzirme Eğitiminin Anne Sütüyle Beslenme ve Emzirmeye İlişkin Davranışlara Etkisi

Neşe KAYA | Mualla AYKUT | Neriman İNANÇ

Makale/Derleme | 2012 | Beslenme Ve Diyet Dergisi , pp.2 - 11

Amaç: Türkiye’de bebeklerin neredeyse tamamı doğumdan sonra bir süre anne sütüyle beslenmekteyken, ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin oranı %41.6’dır. Çalışmalar, sadece anne sütüyle beslenme ve emzirme süresinin arttırılması için annelere verilen eğitimin etkisini ortaya koymuştur. Bu araştırma gebelere verilen emzirme eğitiminin anne sütüyle beslenme ve emzirmeye ilişkin davranışlara etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bireyler ve yöntem: 2008’de Kayseri Melikgazi Sağlık Grup Başkanlığı Sağlık Ocağı Bölgeleri’nde gebeliklerinin son trimesterlerindeki tüm kadınların araştırma kapsamına alınması planlanmış, eğiti . . .m ve kontrol grupları belirlenmiştir. Eğitim (155) ve kontrol (149) grubundan 304 kadınla araştırma tamamlanmıştır. Eğitim öncesinde gebelerin anne sütü, emzirme konusundaki bilgi düzeyleri ölçülmüş, eğitim grubuna anne sütü ve emzirme konusunda eğitim verilmiştir. Doğumdan sonra iki grubun emzirmeye ilişkin davranışları sorgulanarak eğitimin etkinliği değerlendirilmiştir. Veriler anket formuyla yüz yüze görüşülerek toplanmış, SPSS 13.0 paket programında ki-kare, Student t testiyle analiz edilmiştir. Bulgular: İki gruptaki annelerin sosyodemografik özellikleri istatistiksel açısından farklı değildir. Gebeliklerinde “bebeğe kaç ay sadece anne sütü verilmelidir?” sorusuna 6 ay cevabını verenlerin oranı kontrol grubunda (%94.6), eğitim grubundan (%82.6) yüksektir (p0.05). Eğitim grubundaki annelerin gece emzirmeleri %78.1, kontrol grubundakilerin %67.1’dir ( Daha fazlası Daha az

Tip 1 Diyabet Tanısı Almış 0–5 Yaş Grubu Çocukların Anne Sütü Alımı ve Beslenme ile İlgili Etmenlerin Değerlendirilmesi

Neşe KAYA

Makale/Derleme | 2014 | Beslenme ve Diyet Dergisi , pp.116 - 124

Amaç: Bu araştırma, tip 1 diyabet tanısı almış 0-5 yaş grubu çocuklarda tip 1 diyabet oluşumunu etkileyebilecek beslenme ile ilgili etmenlerin incelenmesi, anne sütü alım durumlarının ve tamamlayıcı besine geçiş dönemlerindeki beslenme özelliklerinin saptanması amacıyla yürütülmüştür. Bireyler ve Yöntem: Araştırmaya, 0-5 yaşları arasında, 36 tip 1 diyabetli çocuk (14 erkek, 22 kız) alınmış ve ebeveynlerine anket formu uygulanmıştır. Ayrıca çocukların bir günlük besin tüketim kayıtları ve antropometrik ölçümleri alınarak beslenme durumları incelenmiştir. Bulgular: Çocukların %55.6’sının doğumdan sonra ilk bir saat içerisinde anne süt . . .ü aldığı, %8.3’ünün 0-3 aylık dönemde anne sütü alımının kesildiği, %68.3’ünün ilk 6 ay yalnızca anne sütü aldığı, tamamlayıcı besinlere %11.1’inin 0-3 aylık dönemde ve %52.8’sinin 7-9 aylarda başladığı belirlenmiştir. 0-6 ayda inek sütüne başlayan çocuk olmadığı ve %55.6’sının inek sütüne 10-12 ayda başladığı, tahıllara %41.7’sinin 7-9 ayda başladığı ve %66.7’sinin hiç D vitamini takviyesi almadığı saptanmıştır. Sonuç: Çocukların diyabet etiyopatogenezinde etkili olabilecek, inek sütü ve tahıllar gibi besinlere erken dönemlerde Daha fazlası Daha az

Çocuklarda Enteral Nütrisyon Ürünleri Ve Özellikleri

Neşe KAYA

Makale/Derleme | 2015 | Türkiye Klinikleri Beslenme ve Diyetetik Özel Dergisi Çocuklarda Nütrisyon Tedavisinde Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi Özel Sayısı , pp.30 - 36

Çocuklarda Enteral Nütrisyon Ürünleri Ve Özellikleri, Türkiye Klinikleri Beslenme ve Diyetetik Özel Dergisi Çocuklarda Nütrisyon Tedavisinde Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi Özel Sayısı,

Beslenmenin Esasları ve Sağlığın Korunmasında Beslenme

Neşe KAYA

Kitap Bölümü | 2016 | Hatipoğlu Yayınevi , pp.251 - 282

Yılmaz M, Kaya N, Enerji Gereksinimi, Özenoğlu A, editör. Beslenmenin Esasları ve Sağlığın Korunmasında Beslenme. 1. Baskı Hatipoğlu Yayınevi, 2016. ss. 251-282.

Kaya Neşe (2022). Yeme Davranıs Bozuklukları. Türkiye Klinikleri Beslenme Ve Diyetetik – Özel Konular, 41-46.

Neşe KAYA

Makale/Derleme | 2022 | Türkiye Klinikleri Beslenme Ve Diyetetik , pp.41 - 46

Yeme davranış bozuklukları çocukların ve ergenlerin hem fiziksel hem de psikososyal gelişimini etkileyen ciddi hastalıklardır. Gelişimi ve semptomları karmaşık olup bozulmuş yeme davranışının normale döndürülmesini amaçlayan tedavi yaklaşımı; fiziksel, psikolojik, bireysel ve aile temelli tedaviyi içeren çok yönlü bir tedavi yaklaşımıdır. Beslenme tedavisi tanıya özgü olmakla birlikte temel amaçları bireyin beslenme durumunu normale döndürülmesi, sağlıklı vücut ağırlığına ulaşılması ve normal yeme davranışının kazandırılmasıdır. Beslenme tedavisi mutlaka psikoterapi ve ilaç tedavisi ile birlikte ilerlemelidir. Uygun beslenme tedavis . . .i planlandıktan sonra hastalar diyete uyum, büyüme ve gelişme izlemi, ağırlık kazanım hedeflerine ulaşma düzeyleri, düzensiz yeme ve sağlıksız ağırlık kontrolü davranışlarının gelişimi açısından mutlaka izlenmelidir. Anah tar Ke li me ler: Beslenme ve yeme bozuklukları; çocuk; beslenme tedavisi ABS TRACT Eating disorders are serious illnesses with an impact on both the physical and psychological development of children and adolescents. The development and symptoms are complex and the treatment approach that aims to normalize the disordered eating behavior is a comprehensive approach that includes physical, psychological, individual, and family-based treatment. Although the nutrition therapy is specific to the diagnosis, the main aim of therapy is to normalize the nutritional status of the individual, to reach a healthy body weight, and to gain normal eating behavior. Nutrition therapy should be accompanied by psychotherapy and drug therapy. Patients should be monitored for dietary compliance, growth and development monitoring, reaching expected weight gain goals, and the development of disordered eating and unhealthy weight control behaviors. Keywords: Feeding and eating disorders; child; nutrition therap Daha fazlası Daha az

IRRITABL BAGIRSAK SENDROMU OLAN HASTALARDA ORTOREKTIK EGILIMLERIN VE DIYET KALITESININ YASAM KALITESIYLE ILISKISININ DEGERLENDIRILMESI. ASES INTERNATIONAL HEALTH SCIENCES CONFERENCE

Neşe KAYA | Merve KİP | Aslı Gizem ÇAPAR

Bildiri | 2023 | ASES INTERNATIONAL HEALTH SCIENCES CONFERENCE , pp.46 - 47

Özet İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) olan bireyler için besinler, semptom tetikleyicileri olarak büyük bir önem taşır. Özellikle yaşanan semptomlar ve bu semptomların ortaya çıkmasından duyulan korku, İBS hastalarının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bununla birlikte İBS ile yeme bozuklukları arasındaki çift yönlü ilişkiye ilgi giderek artmaktadır. Bu araştırma, İBS hastalarının ortorektik eğilimlerinin, gastrointestinal sistem semptom şiddetininin ve diyet kalitesinin yaşam kalitesine etkisini değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmamızın verileri 1 Haziran 2023-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında, “online anket yöntemi . . .” kullanılarak toplanmıştır. Hastaların enerji ve besin ögesi alımları, 24 saatlik besin tüketim kayıt yöntemi kullanılarak saptanmıştır. Verilerin toplanmasında; yaşam kalitesinin değerlendirilmesi amacı ile İrritabl Bağırsak Sendromu Yaşam Kalitesi (İBS-YK), ortorektik eğilimlerinin değerlendirilmesi için Ortoreksiya Nervoza-11 (ORTO-11), gastrointestinal semptomların değerlendirilmesinde ise İrritabl Bağırsak Sendromu Semptom Şiddet Skoru (İBS-SŞS), diyet kalitesinin değerlendirilmesi için Sağlıklı Yeme İndeksi-2015 (SYİ) kullanılmıştır. Çalışmaya katılan hastaların %90,91’ını kadınlar oluşturmaktadır ve %57,02’si 18-30 yaş aralığındadır. Bireylerin İBS tanısı sonrasında %70,25’i diyetinde değişiklik yaptığını ve bunların %54,11’i diyetisyen desteği aldığını belirtmiştir. En sık yapılan diyetler glutensiz, düşük FODMAP ve laktozsuz olarak belirtilmiştir. Diyet uygulayan bireylerin SYİ puanları uygulamayanlara göre daha yüksektir (p=0,013). Hastaların SYİ skor ortalamalarının 49,90±14,42 olduğu saptanmıştır. İBS’li bireylerin İBS-YK ve ORTO-11 puanları arasında pozitif ilişki bulunmuştur (r=0,2538, p=0,005). İBS-YK ile İBS-SŞS arasında negatif yönlü ilişkili olduğu bulunmuştur (r=-0,6572, Daha fazlası Daha az

Çocuklarda Dijital Oyun Bağımlılığı ve Obezite Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

Neşe KAYA

Bilimsel Araştırma Etkinlikleri | 2019 | 2. Uluslararası Sağlıklı Beslenme Kongresi , pp.207 - 208

Günümüzde çocukların günlük yaşantısının bir parçası haline gelen dijital oyunların, oynanış şekli ve oyun başında geçen süre düşünüldüğünde, sedanter yaşama ve sağlıksız beslenme tercihlerine neden olmakta ve obezite riskini etkilemektedir. Bu çalışma; çocuklarda dijital oyun bağımlılığı ve obezite arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amacı ile Kayseri ili merkezinde bulunan üç farklı devlet ortaokulunda eğitim gören yaşları 12-14 olan 795 adölesan birey üzerinde yürütülmüştür. Bireylere “Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği”, “Çocuk Fiziksel Aktivite Anketi” besin tüketim sıklığı kaydı uygulanmış ve antropometrik ölçümleri alınmıştır . . .. Bireylerin %48.2’si erkek, %51.8’i kız, yaş ortalamaları 12.8±0.6 yıldır. Erkeklerin vücut ağırlığı, boy uzunluğu, beden kütle indeksleri (BKİ), bel çevresi uzunluklarının, dijital oyun puanları ve fiziksel aktivite puanlarının ortanca değerlerinin kızlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır (p0.05). Dijital oyun bağımlılığı derecesine göre değerlendirildiğinde erkeklerin dijital oyun bağımlılığının daha fazla olduğu (erkek: %8.4 bağımlı grup, kız: %2.4 bağımlı grup) saptanmıştır ( Daha fazlası Daha az

Evaluation of Nutritional Status with Healthy Eating Index (HEI-2010) of Syrian Refugees Living Outside the Refugee Camps.

Neşe KAYA | Aslı Gizem ÇAPAR | Neriman İNANÇ | Eda BAŞMISIRLI | Yusuf AYKEMAT

Makale/Derleme | 2023 | Int J Environ Res Public Health20 , pp.849 - 849

Abstract: Nutrition is a public health issue. Amongst populations of refugees, unmet nutritional needs have been identified. The aim of this study was to evaluate the nutritional status of Syrian refugees living outside the refugee camps in Kayseri, Turkey. Socio-demographic data and anthropometric measurements of the refugees were collected. The relationship between diet quality, which was assessed through the Healthy Eating Index (HEI-2010), and factors (including the duration of time spent outside the refugee camp, income, obesity, and waist circumference) were measured. Four hundred refugees participated in this study. The major . . .ity of refugees (77.8%) reported a ‘poor’ diet, with the remaining filling into the ‘needs improvement’ based on HEI-2010 scores. The average consumption of fruits in the study group was 101.9 g per day (g/day), while the average consumption of vegetables was 142.2 g/day. When the relationships were examined between BMI, HEI-2010 score, the time spent as a refugee, and waist circumference, statistically significant relationships were found (p < 0.001). In the linear regression analysis based on these relationships, when the results were adjusted for age and gender factors, it was observed that for every year spent as a refugee, BMI score increased by 0.17 units, and waist circumference increased by 1.14 units (p < 0.05). As a result, this study showed that refugees have low-income-related nutritional risks. In conclusion, ensuring that refugees have access to adequate nutrient-rich food is essential; therefore, analyzing and improving nutritional standards for refugees are suggested to be part of the strategies of the public and primary health care systems Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms