Ebru DELİKAN

Makale/Derleme | 2020 | Odovtos International Journal of Dental Sciences22 ( 1 ) , pp.123 - 132

Objective: Bruxism is a jaw muscle activity disorder characterized by clenching or grinding of the teeth and can be seen in both children and adults. The purpose of this study is to evaluate the parental knowledge about bruxism in children. Methods: A cross-sectional study was conducted with 265 parents whose children were attended at University of Mersin pediatric dentistry and oral and maxillofacial surgery clinics. Children’s ages varied from 6 months to 16 years old. A 20-questioned questionnaire was used to collect the data. IBM SPSS Statistics 22 for statistical analysis (SPSS IBM, Turkey) program was used for the analysis. Re . . .sults: A total of 265 parents (159 were female and 106 were male) participated in the study. The majority of the parents were between the ages of 31-40 (60.8%). The rate of clenching and grinding of teeth during sleep (21.5%) was higher than the rate when they were awake (7.2%). The ratio of the parents seeking treatment for their children because of this harmful habit was very low (3.8%). The majortiy of parents (37.7%) reported that they seek help from dentists. The participants believed that bruxism was associated with dental problems (33.6%) and emotional factors (32.8%). A significant difference was found between the educational background of the parents and the ability to define bruxism. Conclusion: Parents had inadequate knowledge about bruxism in children and this was mostly related to the educational background of the parents. Objetivo: El bruxismo es un trastorno de la actividad muscular de la mandíbula que se caracteriza por apretar o rechinar los dientes y se pueden ver tanto en niños como en adultos. El propósito de este estudio es evaluar el conocimiento de los padres sobre el bruxismo en sus niños. Métodos: se realizó un estudio transversal con 265 padres cuyos hijos fueron atendidos en las clínicas de Odontología Pediátrica y Cirugía Oral y Maxilofacial de la Universidad de Mersin. Las edades de los niños variaron de 6 meses a 16 años. Se utilizó un cuestionario de 20 preguntas para recopilar los datos. Para el análisis estadístico de los datos se utilizó el programa IBM SPSS Statistics 22 (SPSS IBM, Turquía). Resultados: Un total de 265 padres (159 mujeres y 106 hombres) participaron en el estudio. La mayoría de los padres tenían entre 31 y 40 años (60.8%). La tasa de niños que apretan y rechinan los dientes durante el sueño (21.5%) fue mayor que la tasa de los que lo hacen cuando están despiertos (7,2%). La proporción de padres que buscan tratamiento para sus hijos debido a este hábito dañino fue muy baja (3.8%). La mayoría de los padres (37.7%) informaron que buscan ayuda de los dentistas. Los participantes creían que el bruxismo estaba asociado con problemas dentales (33,6%) y factores emocionales (32,8%). Se encontró una diferencia significativa entre la formación académica de los padres y la capacidad de definir bruxismo. Conclusión: Los padres tenían un conocimiento inadecuado sobre el bruxismo en niños y esto estaba relacionado principalmente con la formación educativa de los padres Daha fazlası Daha az

Hasan Murat AYDOĞDU

Burslar | 2018 | International Journal of Recent Scientific Research9 ( 7 ) , pp.27760 - 27765

Burslar

Kübra ÖZTÜRK

Makale/Derleme | 2019 | Turkiye Klinikleri Journal of Dental Sciences

Odontomas are the most common benign tumors of odontogenic origin. Due to the absence of symptoms, they are usually diagnosed on routine radiographs. Odontomas are divided based on their radiographic, clinical and histological features; compound odontoma and complex odontoma. The region can be reconstructed according to the destruction area of these lesions. Large bone defect in the jaw bone is usually reconstructed with autogenous bone graft from extraoral donor sites. In such cases, anterior iliac grafts are preferred most frequently. We reported 32-yearold man was referred to the Department of Oral and Maxillofacial Surgery, asym . . .metry with the facial swelling in the region of the posterior right maxilla. The first diagnostic hypothesis was complex odontoma. In decision of surgical excision of the lesion, followed by the rehabilitation of the zone with dental implants. The resulting defects were enriched with anterior iliac crest bone graft. Odontoma en sık görülen benign odontojenik tümörlerdir. Semptom vermedikleri için rutin radyografilerde teşhis edilirler. Odontomalar radyografik, klinik ve histolojik özelliklerine göre sınıflandırılır; kompound odontoma ve kompleks odontoma. Lezyonların destrükte ettikleri alanın rekonstrükte edilmesi gerekebilir. Geniş kemik defektleri ekstraoral donör alanlardan alınan otojen kemik greftleri ile rekonstrükstreükte edilebilir. Böyle vakalarda sıklıkla anterior iliak greftleri tercih edilmektedir. Biz bu olguda sağ posterio maksillada şişlik ve fasiyal asimetri şikayetiyle Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi kliniğine başvuran hastayı sunmaktayız. İlk diagnostik teşhisimiz kompleks odontoma oldu. Lezyonun eksizyonundan sonra dental implantlarla bölgenin rehabilitasyonuna karar verildi. Defektin rekonstrüksiyonunda anterior iliak grefti kullanıldı Daha fazlası Daha az

Kubulay ÇAĞATAY

Makale/Derleme | 2018 | Online Journal of Art and Design

Bu araştırmada, konut pencerelerinin parapet yüksekliği, pencere açılış şekli, kullanılan kilit sistemi gibi özellikleri ilekatılımcıların bu yönde istek ve memnuniyet durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu maksatla, Ankara'nın Eryaman Bölgesinde bulunan Eryaman Kaya Evleri Sitesi apartman konutları araştırma ortamı olarak seçilmiştir. Araştırılan 2+1 ve 3+1 konutlarda yaşayan katılımcıların pencere özelliklerine yönelik değerlendirmeleri ayrıntılı bir anket yardımıyla tespit edilmiştir. Sonuçta, araştırılan konut pencerelerinin %98,7’sinde emniyet kilidi kullanılmadığı, katılımcıların önemli bir kısmının pencere parapet ölçüle . . .rini yeterli ve güvenli bulduğu, pencerelerinde çift fonksiyonlu döner + düşer kanat ile sürme kanadın olmasını istediği, yine katılımcıların yarısınında pencerelerinde emniyet kilidi istediği tespit edilmiştir. In this study, it is aimed to determine the wishes and satisfaction situations of the participants with house window properties such as parapet height of house windows, window opening shape, locking system used. For this purpose, Eryaman Kaya Evleri Block apartment housing in Eryaman District at Ankara has been chosen as the research environment. The evaluations of the residents who living in the 2 + 1 and 3 + 1 housingresearched were determined by a detailed questionnaire. As a result, it was determined that 98.7% of the residential windows researched did not use safety locks, a significant ratio of the participants found the window parapet measurements to be satisfactory and safe, the windows wanted to be double-function rotatable + drop wings with sliding wings, it was also found that in the half of the participants they wanted safety lock in their windo Daha fazlası Daha az

Kubulay ÇAĞATAY

Bildiri | 2019 | 3rd International Symposium on Innovative Approaches in Scientific StudiesAt: RADISSON BLU HOTEL, Ankara, Turkey4 ( 3 ) , pp.194 - 200

Bu araştırmada, eğitim mekânlarında kullanılan farklı renklerdeki (kırmızı ve mavi) duvar bandlarının öğrencilerin algısal değerlendirmeleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu maksatla, Ankara’da bulunan Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi eğitim sınıfları araştırma ortamı olarak seçilmiştir. İki farklı renkte duvar bandı kullanılan sınıflara yönelik öğrencilerin algısal değerlendirmelerini belirlemek için 10 sıfat çiftinden oluşan “anlamsal farklılaşma ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek yardımıyla elde edilen sonuçlara göre, kırmızı renkli duvar bandının kullanıldığı sınıfın, mav . . .i renkli duvar bandının kullanıldığı sınıfa oranla daha olumlu yönde algılanarak değerlendirildiği tespit edilmiştir. Ayrıca, erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla sınıfların çevresel faktörlerini algılamalarında daha olumlu yönde bir yaklaşıma sahip oldukları görülmektedir. Bu sonuçlar, eğitim mekanlarının tasarımında sınıf bandı renginin öğrencilerin algısal değerlendirmeleri üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. In this study, it was aimed to determine the effects of wall bands of different colors (red and blue) used in educational spaces on students' perceptual evaluations. For this purpose, Ankara University Development Foundation Private Vocational and Technical Anatolian High School education classes were selected as the research environment. Semantic differentiation scale consisting of 10 adjective pairs was used to determine the perceptual evaluations of the students about the classes that used two different colored wall band. According to the results obtained with the help of the scale, it is determined that the class where the red colored wall band is used is perceived and perceived more positively than the blue colored wall band. In addition, it is seen that male students have a more positive approach in perceiving the environmental factors of the classes compared to female students. These results show that the color of the classroom band in the design of the educational spaces has an effect on the perceptual evaluations of the students Daha fazlası Daha az

Kubulay ÇAĞATAY

Bildiri | 2018 | International Conference on Environment and Forest Conservation (ICEFC 2018)At: Dakak Beach Resort, Dapitan City, Philippines , pp.194 - 200

The purpose of this work was to determine the effect of different layer thicknesses on the surface hardness value of the water based insulation paint applied to oak parquets. For this purpose, one, two and three layers of water-based insulation paint and additionally one layer protective varnish were applied to the parquet surfaces produced from the oak (Quercus petraea L.) wood. Oak wood is preferred because of its aesthetic, insulation, mechanical strength, and surface hardness. Water based paint material is preferred because it does not harm environment and human health. The surface hardness resistance tests of water based insula . . .tion paint were performed according to the relevant standard (ASTM D 2240). The results of this study showed that the mean surface hardness values of oak parquet decreased as the number of layers increased. Therefore, it is recommended that the paint needs to be applied as a single layer on surface to have better surface hardness which is beneficial for consumers. As a future study, it is possible to investigate the thermal insulation and adhesion resistance properties of water based insulation paint applied at different layering sequences on both parquet surfaces may be studied Daha fazlası Daha az

Kubulay ÇAĞATAY

Bildiri | 2018 | V.ULUSLARARASI MOBİLYA KONGRESİ , pp.194 - 200

Bu çalışmada, kavelalı birleştirme yöntemi uygulanarak hazırlanmış T-tipi mobilya birleştirme elemanlarının birleşme yerlerinde eğilme yükü altında oluşan momentleri deney cihazı, gerilmeleri ise birleştirme noktasına yapıştırılan iki adet strengeç yardımı ile ölçülüp moment olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar, teorik olarak hesaplanan değerler ile karşılaştırılmıştır. Deney örnekleri, Doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky), sarıçam (Pinus sylvestris Lipsky), meşe (Quercus borealis Lipsky), kestane (Castanea sativa) ve ceviz (Junglans regia) odunlarından hazırlanmıştır. Kavelalı birleştirmelerde yapıştırıcı olarak polivinilasetat (PVA . . .c) ve poliüretan (Pu) tutkalları kullanılmıştır. 5 ağaç türü, 2 birleştirme yöntemi ve her örnekten 5 adet olmak üzere toplam 50 deney örneği hazırlanmış ve statik yük altında denenmiştir. Denemelerde, öncelikle kullanılan ağaç malzemelerin gerekli bazı fiziksel ve mekanik özellikleri belirlenmiştir. Malzemelerin rutubet ve yoğunluk gibi fiziksel özellikleri, liflere paralel çekme, liflere paralel basınç, liflere paralel kesme, liflere dik eğilme ve elastikiyet modülü gibi mekanik özellikleri ilgili standartlara uygun olarak belirlenmiştir. T- tipi birleştirmede kavelalı olarak uygulanan birleştirme tekniğini basma yükü altındaki birleşme yerlerinde eğilme yükü altında oluşan yüzeylerindeki gerinimlere ilişkin deney momentleri, teorik momentleri, gerinimden çıkarılan momentleri ve yüzde farkları ilişkin değerler, polivinilasetat ve poliüretan tutkalları ile yapıştırılmış birleştirme sonuçları belirlenmiştir. Kavelalı birleştirmelerde; gerçek deneylerden elde edilen momentlere, teorik hesaplamalarla elde edilen momentlere nazaran gerinimden çıkarılan momentler daha yakın sonuçlar vermiştir. Araştırma sonucunda yapılan deneylerin mobilya mühendisliğinin önemli kademelerini oluşturduğu düşünülerek, deneyler sonucunda elde edilen verilerin kullanım esnasında doğabilecek mukavemet zaaflarının önceden görülmesine yardımcı olacağı ve böylece kullanımı esnasında uğrayacağı hasarlar hakkında fikir verebileceği anlaşılmıştır. In this study, the moments generated under the bending load at the junctions of the T-type furniture joining elements prepared by applying the dowel joining method were measured with the aid of the test device and the stresses were measured with the help of two strenge glued to the joining point. These results were compared with the theoretically calculated values. Assay samples, beech (Fagus orientalis Lipsky), Scots pine (Pinus sylvestris Lipsky), oak (Quercus borealis Lipsky), chestnut (Castanea sativa) and walnut (Junglans regia) were prepared from wood. Polyvinylacetate (PVAc) and polyurethane (Pu) adhesives were used as adhesives in couplet joints. 5 wood species, 4 joining methods and 5 samples from each sample were prepared and tested under static load. At the experiments, first of all, some required physical and mechanical properties of wood materials used were determined. The physical properties of materials such as moisture content and density, and mechanical properties such as longitudinal tension, longitudinal compression, shear parallel to grain, tangential bending to grain and modulus of elasticity were determined in accordance with the relevant standards. As a result of the study, as it is thought that tests done are the important stages of the furniture engineering, it is understood that the data obtained through the results of the experiments will help to see in advance the resistance weaknesses during usage and can give an idea about the damages it may have during usage Daha fazlası Daha az

Kubulay ÇAĞATAY

Bildiri | 2018 | International Forest Products Congress(ORENKO 2018 )At: Trabzon / TURKEY , pp.1090 - 1096

In this research, it was aimed to determine the effect of the press sheets (chipboard covered with melamine resin impregnated decor paper) with different forms on the surface properties (cigarette fire, water vapor, and resistance to hot pots). For this purpose, 8 mm thick test plates pressed with melamine resin décor papers were obtained by using press plates with four different surfaces (NTR, HGS, BUTE, STR). According to test results; mean values of resistance to cigarette fire (were prepared according to TS EN 14323) were NTR (4), BUTE (4,33), HGS and STR (4,66); mean values of water vapor resistance (were prepared according to . . .TS EN 14323) were determined as NTR and BUTE (5), HGS and STR (4,66). Despite that, it has been found that the average values of press sheets with different forms give a similar result. Despite that, it has been found that press sheets with different forms give similar results (5) in the mean values of the resistance to hot containers (were prepared according to TS EN 438-2) Daha fazlası Daha az

Emine KILAVUZ

Bildiri | 2018 | 2nd International Symposium on Economics, Finance and Econometrics , pp.1090 - 1096

Bildiri

Ceren AYDEMİR

Bildiri | 2019 | 27.Ulusal yönetim ve Organizasyon Kongresi , pp.1013 - 1022

Bu çalışmanın amacı, bireylerin iş hayatında psikolojik performanslarını ölçmeye yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Bu kapsamda, öncelikle literatür taraması yapılarak ifade havuzu oluşturulmuştur. Ardından, kapsam geçerliğini sağlamak amacıyla ifade havuzu alandan bazı uzmanlara gönderilerek ölçek yapılandırılmış, daha sonra doğrulayıcı faktör analizi uygulaması ile ölçeğin değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, 17 ifade ve 4 faktörden oluşan “Psikolojik Performans Ölçeği” geliştirilmiştir.

Sinem SARGIN

Bildiri | 2019 | PPAD Pazarlama Kongresi , pp.131 - 131

Tüketici yenilikçiliği kavramı sadece akademisyenler için değil, aynı zamanda uygulayıcılar için de önemlidir. Günümüzde rekabet koşulları ve teknolojik gelişmeler, ürün hayat seyrini kısaltarak firmaları yenilikçi olmaya zorlamaktadır. Birçok şirketin rekabet ortamında hayatta kalabilmeleri yeni ürünlerin başarısına bağlıdır. Ancak, literatürde yer alan birçok çalışma incelendiğinde, piyasaya yeni giren ürünlerin büyük çoğunluğunun başarısız olduğu sonucuna varılmaktadır (Griffin, 1997; Adams, 2004; Castellion, 2012; Perreault, 2013; Castellion ve Markham, 2013; Altuğ, 2017). Yeni ürünlerin yaşadıkları başarısızlıklar, firma yöneti . . .cileri ve akademisyenleri, yenilikler karşısında tüketicilerin tutum ve davranışlarını anlamaya yönelik çalışmaya sevk etmiştir. Bu konuda yapılan çalışmalarda yeni bir ürünün tüketiciler tarafından kabul görmesinde etkili olan birçok faktörden bahsedilmiştir. Bu faktörlerden birinin de kişilik olduğu düşünülmektedir. İnsan davranışlarının en temel belirleyicilerinden biri kişilik olduğu için işletmeler kişilik farklılıklarını anlamalı ve pazarlama planlarını bu çerçevede gerçekleştirmelidir. Çalışmanın temel amacı, kişilik özellikleri itibariyle tüketici yenilikçiliğinin farklılık gösterip göstermediğini tespit etmektir. Kişilik özelliklerinin tespitinde 5 faktör kişilik kuramı kullanılmıştır. Tüketici yenilikçiliği ise kişisel yenilikçilik eğilimine göre incelenmiştir Daha fazlası Daha az

Ali KAYA

Makale/Derleme | 2018 | Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi

Bu çalışmada “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Ortaöğretim Okullarında, Lisanslı Olarak Spor Yapan ve Spor Yapmayan Öğrencilerin Mental ve Fiziksel Sağlıklarının Araştırılması” konusu incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini: Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Adıyaman illerindeki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim okullarından rastgele seçilen okullar arasından ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilerden lisanslı olarak spor yapan ve spor yapmayan (sporcu lisansı olmayan) öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmada araştırmacı tarafından geliştirilmiş, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış 23 soruluk spor etkinliklerine ka . . .tılıp katılmama ve spor etkinliklerine katılım düzeyleri, şekilleri, sebepleri ve koşulları ile ilgili anket formu; 41 soruluk mental ve fiziksel sağlığı belirlemeye yönelik ölçek (döküm) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerden lisanslı olarak sportif faaliyetlere katılanların, spor yapmayanlara oranla mental ve fiziksel sağlıklarının anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. In this survey, the target topic is “the analysis of mental and physical health of the students at state high schools who practice sports and have a sportsman license and those who do not.”The exemplification for the research are the students attending state schools which are randomly chosen in the cities of Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa and Adıyaman who deal with sports and have a license and those who don’t (those who don’t have sportsman license). In the research, researchers used an information form of 23 questions tested in terms of validity and dependability about the levels, types, causes and conditions of participation in the sport activities, and a measure (inventory) consisting of 41 questions aiming to determine mental and physical health. As a result of the research, it is found out that the student who take part in the sporting activities significantly differ in terms of mental and physical health when compared to those who do not practice sports Daha fazlası Daha az