RIDVAN AKYOL

Makale/Derleme | 2020 | Oral Radiology36 ( 1 ) , pp.60 - 68

Objective This study was performed to retrospectively analyse the imaging features of 13 patients with central giant cell granulomas (CGCGs) examined at a single institution. Methods The orthopantomography and cone beam computed tomography images of 13 patients histopathologically diagnosed with CGCGs were retrospectively analysed. Patients aged > 30 years underwent measurement of their calcium and parathyroid hormone levels. No cases of hyperparathyroidism were identified in the study group. Results Thirteen lesions of 13 patients (7 female, 6 male) were included in this study. The patients’ ages ranged from 8 to 79 years at the ti . . .me of presentation. Among the 13 lesions, 2 (15.4%) were in the maxilla and 11 (84.6%) were in the mandible. Eight lesions (61.5%) were unilocular and 5 lesions (38.5%) were multilocular with a soap bubble appearance. Three of the lesions were > 5 cm, and the remaining ten lesions were < 5 cm; five of these smaller lesions met at least three of the aggressiveness criteria. Therefore, according to these criteria, eight aggressive and five non-aggressive CGCGs were examined in this series. Conclusion The distinction between aggressive and non-aggressive CGCGs is extremely important because it leads to changes in the individual treatment protocol that is applied. It may be possible to minimise recurrence after treatment by detecting findings such as cortical perforation or thinning, cortical bone expansion, and the presence of root resorption Daha fazlası Daha az

RIDVAN AKYOL

Makale/Derleme | 2019 | 3. Uluslararası Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneği Kongresi , pp.346 - 350

Amaç: Bu çalışmanın amacı, Kayseri ili popülasyonundaki bireylerin mandibular premolar dişlerinin kök sayılarını, kanal sayılarını ve kök kanal konfigürasyonlarını konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) kullanarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda 123 hastadan alınmış KIBT görüntülerindeki 437 adet mandibular premolar diş (235 mandibular birinci premolar, 202 mandibular ikinci premolar) incelenerek cinsiyet, yaş, kök sayısı, kanal sayısı, C kanal varlığı ve kök kanal konfigürasyonları kaydedildi. Kanal konfigürasyonu Vertucci (1984) kriterlerine göre sınıflandırıldı ve değerlendirildi. İstatistiksel veriler, IB . . .M SPSS Statistics v.22 paket programı ile ki-kare testi kullanılarak hesaplandı. Bulgular: Çalışmada 61 erkek, 62 kadın olmak üzere 123 bireyin KIBT görüntüleri incelendi. İncelenen tüm mandibular premolar dişlerde tek köklü diş sayısı 428 (% 97.95), iki köklü diş sayısı 9 (% 2.05) idi. Mandibular birinci premolar dişlerde Tip I 195 (% 82.97), Tip III 21 (% 8.93), Tip V 17 (% 7.23) ve Tip II 2 (% 0.85) kök kanal konfigürasyonu gözlendi. Mandibular ikinci premolarlarda ise, Tip I 197 (% 97.52), Tip III 4 (% 1.98) ve Tip II 1 (% 0.49) kök kanal konfigürasyonu gözlendi. İncelenen dişlerin hiçbirinde C kanal izlenmedi. Elde edilen istatistiksel verilere göre cinsiyet açısından gruplar arasında anlamlı bir fark gözlenmedi. (p>0.05) Sonuç: Bu çalışmada mandibular birinci premolar dişlerde kök kanal varyasyonları, mandibular ikinci premolarlardan daha sık gözlenmiştir. Dişlerin kök kanal konfigürasyonlarındaki varyasyonların prevalansı hakkında bilgi sahibi olmak, hekimlerin endodontik tedavi esnasında hangi dişlerde ekstra kanallar olabileceği konusunda daha dikkatli davranmasını sağlayacaktır Daha fazlası Daha az