Filtreler
Filtreler
Bulunan: 171 Adet 0.003 sn
BM Sürdürülebilir Kalkınma [1]
Tam Metin [2]
Alt Tür 1 [2]
Bilimsel Araştırma Etkinlikleri [1]
Dizin Platformu [3]
Projeler [1]
Türkiye`de spor sponsorluğu ve Türkiye Futbol Süper Ligi üzerine bir araştırma

Hayrettin UZUNOĞLU

Makale/Derleme | 2019 | Erciyes Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi

Bu çalışmanın amacı, Türkiye Futbol Süper Ligi takımlarına forma sponsoru olan firmaların hisse senedi değerleri ile sponsor oldukları takımların haftalık liderlikleri ve şampiyonlukları arasındaki ilişkiyi inceleyerek, Türkiye’de spor sponsorluğunun etkinliğini ölçebilmektir. Bu amaç doğrultusunda 2008-2009 sezonunu ile 2013-2014 sezonu arasında Türkiye Futbol Süper Ligi takımlarına forma sponsorluk anlaşması yapan firmaların, ilgili takımların ligde lider olduğu haftalarda ve sezon sonunda şampiyon olduklarında, hisse senedi değerlerinde herhangi bir değişim olup olmadığı olay çalışması yöntemiyle araştırılmıştır. Sonuç olarak; Tü . . .rkiye Futbol Süper Ligi takımlarına forma sponsoru firmaların, sadece haftalık liderlik dikkate alındığı zaman, bu sponsorluk anlaşmalarından dolayı borsada herhangi bir ekstra getiri sağlayamadıkları ancak 2008-2009, 2009- 2010 ve 2010-2011 sezonlarında şampiyon olan takımların forma sponsorlarının, ilgili takımların şampiyonluklarını ilan etmelerinin ardından borsada işlem gördükleri endekslere göre daha fazla getiri sağladıkları belirlenmiştir. 2011-2012 ile 2013-2014 sezonları arasında ise; firmaların sponsor oldukları takımların şampiyon olması sonucunda, borsada işlem gördükleri endekslere oranla daha fazla kayıp yaşadıkları görülmüştür. This study aims to measure the effectiveness of sport sponsorship in Turkey by investigating the relationship between the stock values of the companies that sponsor football teams in the Turkish Super League and weekly leadership and championship of the sponsored teams. For this purpose, any change in the stock values of the companies who had sponsorship agreement with Super League teams between the 2008-2009 season and 2013-2014 season were investigated according to weekly leaderships and seasonal championships of the respective teams. As a result; It was found that the jersey sponsor firms of Super League teams failed to obtain a return on investment in the stock market with these sponsorship agreements when considering weekly leaderships, but the jersey sponsors of the champion teams in the 2008-2009, 2009-2010 and 2010-2011 seasons were found to have an increase in their stock prices compared to their quoted indexes following the declaration the championships of the respective teams. In the 2011-2012, 2012-2013 and 2013-2014 seasons, however, sponsorship firms were observed to experience more losses in the market compared to index after the championships of the sponsored teams Daha fazlası Daha az

Kültürel çeşitliliğin yönetim modelleri üzerine bir inceleme: İltica ve göç ulusal eylem planı

Damla KABAKUŞAK

Makale/Derleme | 2018 | Sosyoloji Araştırmaları Dergisi

Göç, sosyolojik bir hareketlilik olduğu kadar siyasi, idari ve hukuki anlamda da bir eylemlilik halidir. Göç eden bireylerin ve grupların topluma ve kentsel mekana uyumu sürecinde belirleyici olan aktörlerin en önemlisi devlettir. Göç, devletin stratejik önceliklerine bağlı olarak göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Bu makalenin ana konusu, Türkiye’de devletin göç siyasetindeki konumunu, İltica ve Göç Alanındaki Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Eylem Planı çerçevesinde incelemektir. Makalenin amacı; Eylem Planı’nda ortaya konan göç yönetimi yaklaşımını, cumhuriyetçi ve çokkültürcü entegrasyon modelleri . . .ile ilişkilendirerek analiz etmektir. Söz konusu Ulusal Eylem Planı’nın yoğunlukla cumhuriyetçi entegrasyon modelini yansıtan uygulamalar içerdiği sonucuna varılmaktadır Daha fazlası Daha az

Diaspora kavramı ve Türkiye’nin diaspora politikalarının modern teori çerçevesinde sosyo-politik bir analizi

Ergin ULUSOY

Makale/Derleme | 2017 | İnsan ve Toplum Dergisi

Diaspora çağımızın en önemli toplumsal ve siyasi olgularından biridir. Diaspora teorisi kendi içerisinde klasik ve modern olmak üzere iki ayrı yaklaşım altında ele alınmaktadır. Bu noktada çalışmamız her iki yaklaşımı da değerlendirmekle birlikte açıklamalarında modern yaklaşımları çerçeve edinmiştir. Modern yaklaşımlar küreselleşme, ulus-aşırılaşma ve liberal demokrasi bağlamında bireye ve bireyci bir kolektiviteye odaklanmaktadır. Diaspora olgusu Türkiye’de son yıllarda giderek daha ön plana çıkmasına karşın, bir çalışma ve ilgi alanı olarak bilimsel yönü ihmal edilmiştir. Türkiye’nin devlet politikalarına bakıldığında da aynı ihm . . .alkârlık göze çarpmaktadır. Türkiye, diasporaya yönelik plan ve programlarını sahada gözlemlenen gereksinimlere, farklı baskı gruplarının yönlendirmelerine ve hepsinden de çok siyasi-kültürel belirlenimlerine göre şekillendirmektedir. Bu bakımdan Türkiye’nin diaspora politikalarının tarihsel görünümünde Kemalist, militarist, merkezîyetçi, ötekileştirici bir algının hâkim olduğu görülmektedir. Çalışmamız bu kapsamda diasporanın öncelikle teorik açımlamasını yapmakta, akabinde ise Türkiye’nin diaspora politikalarının altında yatan tarihsel belirlenimleri modern yaklaşımlar bağlamında ve siyasi-sosyolojik bir çerçeve içerisinde analiz etmektedir. Yazının kapsamı, diaspora teorileri, küreselleşme, ulus-devlet, ulus-aşırılaşma, vatandaşlık, entegrasyon ve Türkiye’nin siyasi-toplumsal tarihi olarak belirlenmiştir Daha fazlası Daha az

Kutadgu Bilig'de siyasal iktidar meşruluğu ve devletin tazimi

Fatih ERTUGAY

Makale/Derleme | 2014 | İÜSBFD

Devletin varlık gerekçesi ya da otoritenin nasıl meşrulaştırılacağı, başka bir anlatımla iktidarın ilkesinin ne olduğu/niçinliği siyaset felsefesinin temel tartışma konularından birisidir. Türk siyasal kültürü içerisinde de, siyasal iktidarların yasa, emir ve eylemlerinin toplum nezdinde kabul görüp uygulanabilmesinin çeşitli gerekçeleri üretilmiş ve dönem dönem önemli eserler aracılığıyla topluma aktarılmaya çalışılmıştır. Bu eserlerden birisi de Kutadgu Bilig’dir. Kutadgu Bilig’de devlet iktidarı ya da devletin bizzat varlığı öncelikli olarak bir zorunluluklar zemini üzerine inşa edilmekte, daha sonra da buna bağlı olarak devlet, . . .mutlak bir iyilik ve mutlak bir erek olarak görülüp yüceltilmektedir. Çalışma, Kutadgu Bilig pasajları üzerinden siyasal iktidarın nasıl ve hangi gerekçelerle meşrulaştırıldığını ve zorunluluk-tazim ilişkisinin nasıl kurulduğunu incelemeyi amaçlamaktadır. Justifi cation of the state entity or legitimacy source of authority, in other words, what the principles of power are or why they exist is one of the main discussion topics in political philosophy. In the Turkish political culture, likewise, there were produced various reasons for acceptance and applicability of the law, commandments and actions of the political power by the society and sought to transmit these to the society through substantial works time to time. One of these works is Kutadgu Bilig as well. In Kutadgu Bilig, state power or the presence of the state is established primarily on the base of requirements, and then sacralized these requirements by being considered as the absolute goodness and objective. Study aims to examine how and which was justifi ed on the grounds of political power and how was built the requirement-revering relationship on Kutadgu Bilig texts. Daha fazlası Daha az

Medeniyetin inşasında ‘epistemik topluluklar’-üstünlük iddiası ve sömürü ilişkisi: Antik Yunan üzerinden bir değerlendirme

Fatih Ertugay

Makale/Derleme | 2016 | AÜSBED

Medeniyet kavramı sıklıkla medenileşme süreci üzerinden açıklanmakta ve medenileşme sürecinin somut olarak gözlemlenebilecek unsur ve mekanizmalarına göndermede bulunulmaktadır. Sanatsal zevk ve uğraşlar, mimari, okuma-yazma, yazılı eserler üretme ve bunların dil yoluyla aktarılması söz konusu unsur ve mekanizmalar arasında zikredilmektedir. Aynı oranda dikkate değer olan diğer bir unsur da, medeni davranış ve tavırlarla medeniyete rengini veren kültürün (medeniyetler arası farkların) üretilmesi, yayılması ve devam ettirilmesi olgusudur. Bu bağlamda bilim adamları, din adamları, düşünürler, mimarlar, müzisyenler, şairler ve diğer sa . . .natkârlardan oluşan ve epistemik topluluk olarak ifade edilebilecek bir topluluğun, toplumsal davranış normlarını oluşturmaları ve toplumun anlam dünyasında yer edecek kavramları üretmeleri, yaymaları ve aktarmaları; bir anlamda onları medenileşme sürecinin, dolayısıyla da medeniyet olgusunun birincil aktörleri haline getirmektedir. Şayet medeniyetin varlığı böylesi epistemik toplulukların varlığına bağlı ise, bu epistemik toplulukların varlığı neye ya da nelere bağlıdır? Bu sorunun birçok cevabından birisi, bahse konu epistemik toplulukların ihtiyaç duydukları zamanın ve üretim imkânlarının yaratılması zorunluluğudur. Bu çalışma söz konusu bu zamanın ve üretim imkânlarının yaratılmasında şiddet ve sömürünün yeri ile epistemik topluluklar arasındaki ilişkiyi ve ilişkinin medeniyet sürecine yansıma biçimini Antik Yunan üzerinden yapılacak bir değerlendirmeyle analiz etmeyi amaçlamaktadır. The concept of civilization is often described through the process of civilizing and the reference of civilization is made to the elements and mechanisms that can be observed into the process of civilizing. Artistic pleasures and pursuits, architecture, reading and writing, written works and their transferring through language are among the aforementioned elements and mechanisms. Evenly other remarkable elements is phenomenon that enlivens the culture by civilized behavior and attitudes, it’s production, spreading and maintenance. In this context, it can be stated that a community can be described as an epistemic community consisting of scientists, religious leaders, thinkers, architects, musicians, poets and other craftsmen. Epistemic communities that make up the social norms of behavior and, produce, spread and transfer the social concepts, in a sense, they make them the primary actors of civilizing process and therefore the phenomenon of civilization. If the existence of civilization is dependent on the presence of such epistemic communities, it depends on what the presence of epistemic communities are? One of the many response of this problem is the necessity of the creation of the needed time and production facilities. In this study, it will be discussed the relationship between claim of superiority and exploitation and epistemic communities, in the creation of this time and opportunities for the production, and the process of civilization, a form of reflection of the relationship. This study will be analyzed through a survey of the ancient Greeks Daha fazlası Daha az

Kendiliğindenlik-güdümlülük tartışmaları çerçevesinde 15 Temmuz’a bakmak

Fatih ERTUGAY

Makale/Derleme | 2017 | Liberal Düşünce Dergisi

Her sosyo-politik olay gibi 15 Temmuz darbe girişimi ve ona karşı gösterilen toplumsal direniş ve direnç de, toplumsal ve politik alanda bir takım sonuçlar meydana getirdi ve getirmeye de devam edecek gibi gözükmektedir. Bu sonuçlardan birisi de 15 Temmuz’un, rekabet halindeki politik iddialar ile bunların teori ve politik eylemden neşvünema bulan söylem repertuarları üzerinde oluşturduğu çarpıcı etkidir. 15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki kitlesel mobilizasyon, bu hareketliliğe dönük iki farklı bakış açısını da beraberinde getirdi. Bunlardan ilki, söz konusu hareketliliğin büyük oranda bir kendiliğindenlik içerdiği, bireysel ölçekte . . .duygusal ve rasyonel gerekçelerin aynı anda tetiklediği bir kararın ürünü-sonucu olduğu; ikincisi ise, bu hareketliliğin büyük oranda sistematik çağrılar ve organizasyonel yapıların uyandırması ve kanalize etmesinin ürünü-sonucu olduğu yönündedir. İkinci bakış açısına göre bu nedenlerden ötürü, bahse konu mobilizasyon, güdümlü-yönlendirilmiş bir kolektif hareketlilik olarak değerlendirilebilir. Çalışma bu iki bakış açısını, içerdikleri sosyo-politik anlamları ve göndermeleri de hesaba katarak daha önce yapılmış olan bazı saha verileri eşliğinde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu analizden çıkarılabilecek muhtemel sonuçlar arasında, Türkiye’de aydın, entelektüel ve akademik çevrelerin bazı toplumsal olaylara neden ve hangi gerekçelerle, ne tür bakış açıları geliştirdiklerinin değerlendirmesi de yer alacaktır. As every socio-political event, the 15 July (2016) coup attemp and social opposition-resistance that has been shown against it have brought some result to the social and political scene and it seems to continue to bring about it. One of these conclusions is the striking effect of the July 15 competition on political claims and the their reportoire of discourse that has taken its toll on theoric and political action. Mass mobilization on July 15 and after July 15 brought with it two different perspectives on this movement. The first one is that mentioned movement contained largely spontaneous activity. This is also the product- result of decision that is triggered at same time by emotional and rational reasons on an individual scale. The second is that this movement is largely the product- result of systematic calls and organizational structures to awaken and canalise. For these reasons, from the second point of view, mobilization can be evaluated as a guided- directed collective mobility. This study aim to analyze these two perspectives, their socio- political means and their implications in the context of some previous fieldwork. Probable outcomes from this analysis include that intellectuals and academics in Turkey have what sort of perspective to some social events Daha fazlası Daha az

Devlet ve örgütlü yapılar: Kamusal alanda bir karşılaşmanın imkân ve sonuçları üzerine

Fatih ERTUGAY

Makale/Derleme | 2017 | Gazi Üniv. İİBFD

Bu çalışma kamusal alan tartışmaları çerçevesinde Türkiye’deki kamusal alan algısını ve bu alandaki aktörlerin bazılarının karşılıklı ilişkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Türkiye’de devlete terk edilen, devletin de büyük bir isteklilikle sahiplendiği ve diğer aktörleri büyük oranda dışladığı kamusal alan, hali hazır görünümü ile sorunludur. Çeşitli kuramsal tartışmalara konu olan bu sorunun teknik bir çözümünün olduğunu iddia edebilmek de bir hayli güçtür. Bu güçlük, söz konusu sorunun belirli bir tarihselliğe, sosyal, siyasal ve ekonomik bir birikime/yığılıma yaslanmasından kaynaklanmaktadır. Bu birikim içerisinde kamusal alanda . . . etkin biçimde görünür olacak aktörlerden birisi de örgütlü yapılardır. Türkiye’de örgütlü yapılar, kamusal alanın temel-özerk bir aktörü olarak hareket etmek yerine, tali-edilgen ve bağımlı bir parça gibi davranmaktadırlar. Dolayısıyla bu da, kamusal alanın, teorik olarak öngörülen dönüştürücü etkisini büyük oranda ortadan kaldırmaktadır. Çalışma tam da bu noktaya odaklanmaktadır. Başka bir anlatımla dönüştürücü bir etkiye sahip olması gereken kamusal alanın, örgütlü yapıların devletle kurdukları sorunlu ilişkiden ötürü dönüşen bir mahiyete bürünmesini sorunsallaştırmaktadır. Son tahlilde devlet ve örgütlü yapıların kamusal alanda karşılaşmalarının imkânı ve sonuçları üzerine düşünmek, aynı zamanda Türkiye’de kamusal alanın bir kamu alanı gibi görülmesinden çıkarılması üzerine düşünmek olacaktır. This study, within the framework the public sphere discussions, aims to analyze the perception of the public sphere in Turkey and to investigate the mutual relations of the actors in this area. Public sphere which has been abandoned to the state, has been possessed by the state and has been excluded other actors by the state is problematic with current view. Also a technical solution to this problem, which is the subject of various theoretical discussions is not possible. This difficulty is due to a certain historicity, social, political and economic accumulation/conglomeration of this problem. Within this accumulation, one of the actors will be visible in the public sphere are organized structures. Organized structures in Turkey are acting as a subsidiary-passive and dependent part, rather than acting as a basic-autonomous actor of the public sphere. Therefore, this largely removes the theoretically predicted transformative effect of the public sphere. The focus of this study is precisely on this point. In other words, the study questions the public sphere, which should have a transformative influence, has a transforming content due to the problematic relation of organized structures with the state. In the final analysis, considering on the possibility and results of confrontation of state and organized structures in public sphere, will mean to consider with the essential features of public sphere in Turkey Daha fazlası Daha az

Diyabetli çocuk ve egzersiz

Ferhan SOYUER

_ | 2014 | Düzce Tıp Fakültesi Dergisi

Diyabet, ülkemizde görülme sıklığı giderek artan, ciddi organ kayıplarına yol açan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Diyabetli bireylerin yaşam kalitelerinin arttırılması, beslenme, egzersiz, tıbbı tedavi ve eğitimden oluşan dört temel faktörle mümkün olmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenme ile birlikte fiziksel aktivitenin diyabetin ortaya çıkmasının engellenmesinde, geciktirilmesinde ve komplikasyonların en az düzeyde oluşmasında önemli rolü olduğu bilinmektedir. Diyabet hastalığını öğrenmek, onu kontrol altına almanın ilk adımıdır. Diyabetli çocuklar düzenli fiziksel aktivite düşünmelidir. Da . . .ha önce yapılan araştırmalarda, egzersizin diyabetli çocuklarda bazı fizyolojik tepkiler sağladığı ve insülinin ve diyetin kan glikoz seviyesini sınırladığı belirtilmektedir. Diyabeti olan tüm çocuklar egzersiz ve spora bireysel glisemik yanıtları öğrenmelidirler. Glikoz artış – azalışlarını kontrol etmek için uygun insülin dozu ve diyet kullanmaları önerilmektedir. Fiziksel egzersizlerde birkaç kısıtlama ile eşit zeminde diyabetli gençler ile aktif gençlerin rekabet etmeleri sosyal bir ortamın kazanılmasını sağlar. Bu derleme, diyabetli çocuklardaki fiziksel aktivitenin ve egzersizin yararları tartışmaktadır. Diabetes increasing prevalence in our country, which leads to serious organ loss and that may affect the life quality adversely is chronic disease. Enhancing the quality of life of people with diabetes, consisting of nutrition, exercise, medical treatment and education it is possible to four main factor.Adequate and balanced diet combined with physical activity, diabetes revealed the inhibition of the minimum level of delay and complications in are known to play an important role in the formation. Learn the diabetes is the first step to get it under control. Children with diabetes should consider regular physical activity. In studies performed previously are indicated, the exercise provides some physiological responses and insulin and blood glucose levels limities in children with diabetes. All children with diabetes must learn to exercise and sports glycemic response. To control glucose increase or decrease, appropriate dose of insulin and diet are recommended. With few limitations in physical exercises to compete on an equal footing with active young people in youth with diabetes enables the acquisition of a social environment. This review discusses the benefits of exercise and physical activity in children with diabetes Daha fazlası Daha az

Huzurevinde kalan yaşlılarda idrar kaçırma problemi ve mobilite ile ilişkisi

Ferhan SOYUER | Feyzan CANKURTARAN

Makale/Derleme | 2015 | Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi

Çalışmamız huzurevinde yaşayan yaşlılarda üriner inkontinans şikâyeti, tanılanmış ve tanı konulmamış popülasyonu belirlemek ve bağımlılık düzeyi ile ilgili olarak, kişilerin mobilite durumları ve yürüyüş yardımcısı kullanımı ile ilişkisinin olup olmadığını belirlemek amacı ile planlandı. Çalışmamıza Kayseri Büyükşehir Belediyesi Hacı Rukiye Gazioğlu Huzurevi’nde yaşayan kognitif, nörolojik ve ortopedik problemleri olmayan, 60 ve üzeri yaşta olan toplam 110 kişi dâhil edildi. Çalışmada, kişilerin demografik bilgileri, idrar kaçırma problemi ile ilgili bilgileri, yardımcı cihaz kullanımı bilgileri kaydedildi. Mobilite durumlarını değe . . .rlendirmek amacı ile zamanlı kalk ve yürü testi uygulandı. Çalışma grubumuzu oluşturan 110 yaşlının 61’i (%55,5) erkek, 49’u (%44,5) kadındı. Erkeklerin %32,7’sinde, kadınların %36,7’sinde idrar kaçırma şikayeti saptandı. İdrar kaçırma şikâyeti olan 38 kişinin 13’ünün daha önceden idrar inkontinansı tanısının bulunduğu tesbit edildi. İdrar kaçırma şikâyeti olan ve olmayan grup karşılaştırıldığında, yürüyüş yardımcısı kullanımı ve zamanlı kalk ve yürü testi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p˃0.05). Elde ettiğimiz sonuçlarla idrar kaçırma şikâyetinin tanılanma oranlarının arttırılması ve ilerde çalışmalarla bu problemin düşük maliyetli çözüm yollarının ortaya konulması gerektiğinin önemli olduğu düşünülmektedir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms