Filtreler
Filtreler
Bulunan: 12 Adet 0.002 sn
BM Sürdürülebilir Kalkınma [1]
Tam Metin [2]
Alt Tür [2]
Alt Tür 1 [2]
Açık Erişim Tarihi [1]
Dizin Platformu [1]
Huge complex odontoma and treatment

Kübra ÖZTÜRK

Makale/Derleme | 2019 | Turkiye Klinikleri Journal of Dental Sciences

Odontomas are the most common benign tumors of odontogenic origin. Due to the absence of symptoms, they are usually diagnosed on routine radiographs. Odontomas are divided based on their radiographic, clinical and histological features; compound odontoma and complex odontoma. The region can be reconstructed according to the destruction area of these lesions. Large bone defect in the jaw bone is usually reconstructed with autogenous bone graft from extraoral donor sites. In such cases, anterior iliac grafts are preferred most frequently. We reported 32-yearold man was referred to the Department of Oral and Maxillofacial Surgery, asym . . .metry with the facial swelling in the region of the posterior right maxilla. The first diagnostic hypothesis was complex odontoma. In decision of surgical excision of the lesion, followed by the rehabilitation of the zone with dental implants. The resulting defects were enriched with anterior iliac crest bone graft. Odontoma en sık görülen benign odontojenik tümörlerdir. Semptom vermedikleri için rutin radyografilerde teşhis edilirler. Odontomalar radyografik, klinik ve histolojik özelliklerine göre sınıflandırılır; kompound odontoma ve kompleks odontoma. Lezyonların destrükte ettikleri alanın rekonstrükte edilmesi gerekebilir. Geniş kemik defektleri ekstraoral donör alanlardan alınan otojen kemik greftleri ile rekonstrükstreükte edilebilir. Böyle vakalarda sıklıkla anterior iliak greftleri tercih edilmektedir. Biz bu olguda sağ posterio maksillada şişlik ve fasiyal asimetri şikayetiyle Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi kliniğine başvuran hastayı sunmaktayız. İlk diagnostik teşhisimiz kompleks odontoma oldu. Lezyonun eksizyonundan sonra dental implantlarla bölgenin rehabilitasyonuna karar verildi. Defektin rekonstrüksiyonunda anterior iliak grefti kullanıldı Daha fazlası Daha az

Ataerkinin uzmanlaşmış ve cilalanmış şiddet pratiği: Devletin kadına yönelik politikaları

Ergin ULUSOY | Müberra Hatun BURAK

Bildiri | 2020 | Ege 1. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi , pp.32 - 34

Erkekler kadınlara oranla toplumun çoğu kesiminde daha fazla hoşgörü olanağına sahiptir. Sivil topluma geçiş sonrasında erkeğin kadından daha üstün kabul edildiği ve erkeklerin sosyal, siyasal, ekonomik alanda kadınlardan daha etkin rol oynadığı bilinmektedir. Kadınlar ataerkil düzende işbölümü kavramı çerçevesinde çocuk bakımı, ev işi, erkek emeğinin yeniden üretimi ve cinsel ihtiyacının karşılanması gibi biyolojik yeniden üretime ve sağaltıma ilişkin işler ile “görevlendirilmiş”; buna karşın erkek ise ekonomik üretim ve kazançtan sorumlu tutulmuştur. Böylece altyapıyı kontrolüne alan erkek, fiziksel gücünü de kullanarak dış dünyan . . .ın inşası ve ailenin kontrolünde yönlendirici güç haline gelmiştir. Bu noktada kadının erkek emeğinin yeniden üretimindeki rolü dikkate alınmamış ve kadın eril dünyanın parametleri tarafından edilgenleştirilmiş, ev içi alana sıkıştırılmıştır. Böylece kadın toplumsal yaşamın inşasından dışlanmış; kendi gerçekliğinden kopuk, özgün ve özgür varoluş olanaklarından arındırılmış, köreltilmiştir. Bu hedonist tutum toplumsal yaşamın inşasında erkeğin baskın hale gelmesine, kadının ise zaman içerisinde ev içinin güdüklüğüne adapte olmasına yol açmıştır. Birçok kadın bu kapatılmışlığı ve kısılmışlığı yerleşik eril toplumsal normlar, ataerkil köklere dayalı korku ahlakı ve yine ataerkil devlet düzenleri nedeniyle kanıksamıştır. Bu ataleti aşmaya ve kadın mücadelesini yaymaya çalışma girişimleri ise ataerkil zihin haritalarından filizlenmiş özgüvensiz, cinsiyetçi ve yoz bir ahlak ve hukuk tarafından bastırılmaya çalışılmıştır. Kadının bu düzenleme ve denetim pratikleri içerisinde kendisine biçilen rolü aşması “uygunsuzdur” ve kesinlikle önlenir. Böylece ahlakçılık ve yasakçılık normlar hiyerarşisinin temeline oturtulur. Bir testosteron politikası düzeni kadının varoluş imkânlarını sinsice kuşatır. Yapılan yasal düzenlemelerle kadın ile erkek arasındaki cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek ve kadınların birey olarak toplumsala katılımlarının önünü açmak yerine ataerkinin seksist kaygılarını yatıştırmak ve kadını otantik bir sahteliğin tacı olan ailenin varlık mücadelesine iliklemektedir. Dahası bu yaklaşım, damarlarına yüksek oranda testosteron basılmış olan Leviathan’ın ellerinde devlet politikası haline getirilerek meşrulaştırılmaktadır. Bu durum, asimetrik, saldırgan, hegemon ataerkinin devletle aynı kulvarda yürüdüğünü en açık biçimde gözler önüne serer. Oysaki devletin asli görevi, hayat-hürriyet-mülkiyet prensibi çerçevesinde ve insan hak ve özgürlükleri kapsamında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ana kaynağını oluşturan ayrımcılık ve önyargıyla mücadele etmektir. Devlet bu noktada kendi ussal bağlamını inkâr etmekte, ataerkil ve gelenekçi bir zihin haritasını tüm kadınlara ve topluma aldatıcı ve saldırgan söylemleri ve düzenlemeleriyle kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu makalede açıklanan izlek kapsamında 4320 sayılı Kanun ile 08.03.2012 tarihinde çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun üzerinden kadını birey ve aile arasındaki bir ikilemde nasıl değerlendirdiğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Bununla birlikte yine Aile (Kadın) ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ismi içinde yer alan kadın ibaresinin 2011 yılında kaldırılması ile kadınların aile kurmaya yönelik eğilimlerinin yıllar içerisinde nasıl şekillendiği de eril devlet politikaları ile ilişkisi içerisinde açıklanmaya çalışılacaktır. morality based on patriarchal roots and patriarchal state orders. Attempts to overcome this inertia and spread the struggle of women have been suppressed by an insecure, sexist and corrupt morality and law that has sprouted from patriarchal mind maps. It is “inappropriate” and strictly prevented for the woman to exceed the role assigned to her within these regulation and supervision practices. Thus, moralism and prohibitionism are placed at the base of the hierarchy of norms. A testosterone policy scheme insidiously encompasses women's possibilities of existence. Instead of struggling gender inequality between women and men with legal arrangements and opening the way for women's participation in society as individuals, it is to calm the paternalist's sexist concerns and to include women in the struggle of the family, the crown of an authentic fake. Moreover, this approach is legitimised by making it a state policy at the hands of Leviathan, which has high levels of testosterone pressed into its veins. This reveals most clearly that the asymmetric, aggressive, hegemon patriarchy is walking in the same lane as the state. However, the main duty of the state is to combat discrimination and prejudice, which constitute the main source of gender inequality within the framework of the principle of life, liberty, property, human rights and freedom. At this point, the state denies its own context and tries to impose a patriarchal and traditional mind map with deceptive and aggressive discourses and arrangements for all women and society. It tries to reveal how it evaluates women in a dilemma between the individual and the family through the Law No. 4320 on the Protection of the Family and the Prevention of Violence Against Women, issued on 08.03.2012 with the Law numbered 4320. Nevertheless, with the abolition of the phrase of women, which is included in the name of the Ministry of Family (Women) and Social Policies, in 2011, how the tendency of women to start a family has been shaped over the years will be explained in relation with masculine government policies. Daha fazlası Daha az

Aggressive peripheral giant cell granuloma in posterior mandible– Case report in a child

Turan Emre KUZU

Makale/Derleme | 2019 | CUMHURİYET DENTAL JOURNAL

The peripheral giant cell granuloma (PGCG) is a common benign hyperplastic and reactive gingival lesion occurring mostly in adults. We report a case of a 10-year-old boy presenting with a six-month history soft tissue mass of the left mandibular gingiva associated with ulceration area. An excisional biopsy of the lesion followed by histopathologic examination of the biopsy specimen revealed distinctive features of peripheral giant cell granuloma. In these case report after 12 months of follow up spontaenous eruptions of permanent teeth were noticed. Clinical, radiographical and histological characteristics are discussed and recommen . . .dations regarding treatment Daha fazlası Daha az

Türkiye`de elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi

Bekir ÇELİK

Bildiri | 2018 | 2. Uluslararası Sosyoloji ve Ekonomi Kongresi , pp.39 - 39

Enerjinin öneminin her geçen gün arttığı günümüzde, enerji ülke ekonomilerinde önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla literatür incelendiğinde enerji tüketimi-ekonomik büyüme ve enerji üretimi-ekonomik büyüme ilişkisi üzerine yoğunlaşan çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan farklı olarak çalışmamızda, elektrik üretiminin (yenilenebilir ve yenilenemez kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin) işsizlik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye için 1991- 2016 dönemine ait yıllık veriler kullanılarak ARDL (Autoregressive Distributed Lag) yaklaşımı ile elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi i . . .ncelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kısa dönemde, yenilenemez ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi cari dönemde %5 düzeyinde anlamsız çıkmıştır. Uzun dönemde ise, yenilenemez kaynaklardan sağlanan elektrik üretiminin işsizlik üzerindeki etkisi anlamsız çıkmıştır. Ancak yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik üretimin işsizlik üzerindeki etkisi oldukça anlamlı ve negatif çıkmıştır. Dolayısıyla, politika üreticilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacakları yatırımlar, Türkiye’de uzun dönemde işsizlik oranlarının azalmasında etkili olabilir. Today, the importance of energy increases day by day, energy is an important part of the country’s economies. Therefore, there are many studies focusing on the relationship between energy consumption-economic growth and energy productioneconomic growth. Unlike these studies our study was investigated the impact of electricity production (electricity generation from renewable and non-renewable sources) on unemployment. For this purpose, the impact of electricity production on unemployment is investigated via ARDL (Autoregressive Distributed Lag) approach by using Turkey’s annual data for the period 1991-2016. According to the findings, it is concluded that there is a long-term relationship between the variables. In the short term, the impact of electricity generation from non-renewable and renewable sources on unemployment is insignificant at the level of 5% in the current period. In the long term, the impact of electricity generation from non-renewable sources on unemployment is insignificant. On the other hand, the impact of electricity generation from renewable sources on unemployment is quite significant and negative. Therefore, the investments of policy makers in renewable energy sources will be effective in reducing long-term unemployment rate in Turkey Daha fazlası Daha az

Relationship between political parties-voters in Turkey: Voter behaviour in 24 june elections

Damla MÜRSÜL

Makale/Derleme | 2020 | International Journal of Society Researches

This study aims to analyze the data utilized from a field study done just before the 24 June elections which was referred as an extremely important milestone in Turkey’s policy and witnesses to many innovations. There are two aspects to be analyzed. The first aspect of the situation is that 24 June elections were the first elections of the new Presidential system of Turkey and that legal political party alliance fact was faced for the first time and that the Turkish political parties entered the elections via alliances. By the way the second aspect which has to be discussed is that how was the attitude and support of the voters to t . . .he alliances, and the impact of the social media campaigns, especially the enough-continue campaign, on the voters during the election campaign. Besides, this study examines the effects of domestic-foreign policy developments, leadership case, ideologies of political parties and social identity on 24 June elections. Semi-structured interview technique was used as working method with 30 participants who supported different alliances in three different cities Kayseri, Kırklareli and Erzurum. Çalışma, Türkiye siyaseti açısından son derece önemli bir dönüm noktasını işaretleyen ve pek çok açıdan yeniliklere sahne olan 24 Haziran seçimlerini, seçimin hemen öncesinde yapılan bir saha araştırmasının da verilerinden yararlanarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ilk seçimi olması, yasal zemindeki ittifak olgusunun ilk kez karşımıza çıkması ve partilerin bu ittifaklar çerçevesinde seçime girmeleri meselenin bir boyutunu oluştururken; seçmenin bu ittifak olgusuna yaklaşımı ve desteği, seçim sürecindeki sosyal medya kampanyalarının, bunlar içinde de özellikle tamam-devam kampanyasının seçmen nezdinde nasıl karşılık bulduğu gibi tartışmalar meselenin diğer boyutu olarak bu seçime özgü analiz edilmesi gereken konulardır. Çalışma bu konuları analiz etmenin yanı sıra, 24 Haziran seçimlerinde, iç-dış politik gelişmeler, liderlik olgusu, parti ideolojisi ve toplumsal kimlik konularının seçimlere ne türde ve ne yönde etki ettiğini de incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma yöntemi olarak yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılmış, Kayseri-Kırklareli ve Erzurum üçgeninde farklı ittifakları destekleyen 30 katılımcıyla görüşülmüştür Daha fazlası Daha az

Tren istasyonu

Füsun KOCATÜRK

Derlenmiş Kitap | 2013 | Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3 , pp.1 - 1

Derlenmiş Kitap

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms