Türkiye`de kadınların siyasal yaşama katılımı
Damla MÜRSÜL | Şevval Başak TOSUN
Bildiri | 2021 | 3.Uluslararası Kapadokya Sosyal Bilimler Öğrenci Kongresi , pp.169 - 171
Biyolojik bir kavram olarak cinsiyet, insanın toplumsal bir varlık olmasından hareketle pek çok alanda öne çıkan kavramlardan biri olagelmiştir. Bu alanlardan biri de siyasettir. Siyaset içerisinde cinsiyetin rolü ve siyasetin cinsiyete yaklaşımı, biyolojik-toplumsal bir olgu olarak cinsiyete ilişkin siyasal tutumları ve siyasal davranışları şekillendirmektedir. Kadın ve erkeğin sosyalleşme süreçlerindeki deneyimlerinin birbirinden oldukça farklı oluşu, yadsınamaz bir gerçekliktir. Yaradılışın doğası gereği midir yoksa bizler de bunun güdüleyicisi olduğumuz için midir bilinmez, kadın birçok konuda dezavantajlı bir grup olarak ele al . . .ınmakta ve bu bakış açısı, kadına yönelik pozitif bir ayrımcılık çerçevesinde birtakım politikaların hayata geçirilmesine yol açmaktadır. Mevcut sosyo-kültürel yapılar, gelenekler ve bu yapıların siyasal iktidar ve siyasetle ilişkileri, coğrafyadan coğrafyaya, ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Bu noktada genel geçer, evrensel bir politika bütünlüğü olmamakla birlikte, ideal düzende olması gereken kadına ve erkeğe yönelik fırsat eşitliğinin sağlanması şeklindedir. Ancak her zaman bu yönde demokratik gelişmelerle karşılaşılamadığı, kadın haklarının kısıtlandığı, hatta kadının gerek toplumsal gerek siyasal yaşamın dışında bir varlık olarak algılandığı örnekler görebilmek mümkündür. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve toplumsal cinsiyet algısının siyasetle ilişkisi, özellikle kadının toplumdaki konumu üzerinden ele alındığında ilginç sonuçlar vermektedir. Bu durum, konunun özellikle yakın dönem akademik çalışmalarda sıklıkla ele alınan, popüler çalışma konularından biri olmasına neden olmaktadır. Çalışmamız gereği, iki farklı cinsiyet arasındaki fırsat eşitliğini, Türk siyasetinde kadınların siyasal temsili üzerinden ele almayı amaçladık. Bunu ortaya koyabilmek adına Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana ulusal düzeyde gerçekleşen milletvekili seçimlerinde seçmenden yeterli desteği alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milleti temsil etmiş kadın milletvekili sayılarına ulaşmaya çalıştık. İlk meclisten günümüze geçen zamanda kadının siyasal katılımı göz önünde bulundurulduğunda, bu konudaki erken cumhuriyet dönemi politikalarının adeta dünya ile yarışır ölçüde ilerici ve çağdaş olduğu gerçeği ile yüzleşmekteyiz. Çalışma kapsamında kadının siyasal katılımı konusu, öncelikle kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesine ilişkin tarihsel arka planla birlikte kronolojik olarak ele alınacak; ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yöndeki politikalarına yer verilerek kadının siyasal yaşamamızdaki görünürlüğü sayılarla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bunun için kaynak taraması yapılarak güvenilir bilgilerin paylaşılmasına özen gösterilecek ve kadının ulusal düzeydeki temsiline ilişkin veriler, hukuki ve siyasal çerçevedeki düzenlemelerle birlikte sunulacaktır. Kadının Türk siyasetindeki görünürlüğü, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkının tanınmasının üzerinden geçen zamanda giderek artmaktadır fakat modern demokrasiler açısından bakıldığında kadına yönelik politikaların daha da iyileştirilmesi; yalnızca niceliksel üstünlüklerin değil, niteliksel üstünlüklerin de sağlanmasına yönelik politikaların ve uygulamaların ortaya konması gerekmektedir.
Gender is an interdisciplinary concept which based on that man is a social being, stands out in many areas. One of these areas is politics. The role of gender in politics and the approach of politics towards gender shape political behaviors related to gender as a biological-social phenomenon. The experiences of men and women in the socialization processes are quite different from each other. Due to the nature of creation, or the motivations, women are seen as a disadvantaged group within the framework of positive discrimination against lots of policies. Current social and cultural structures, traditions and relations of these structures with political power and politics vary from geography to geography, from country to country. At this point, the general passage is to ensure equality of opportunity for women and men, which should be in the ideal order, although there is no universal political integrity. This leads to the fact that the subject is one of the popular study topics, which is often discussed, especially in recent academic studies. As part of our study, we aimed to address the equality of opportunity between genders through the representation of women in Turkish politics. In order to demonstrate this, we have tried to reach the number of women deputies who have represented the nation in the Grand National Assembly of Turkey by getting sufficient support from the voters in the parliamentary elections since the establishment of the Republic of Turkey. Considering the political participation of women from the first parliament to the present day, we are faced with the fact that the policies of the early republican period on this issue were progressive and modern to the extent that they competed with the world. As part of the study, the political participation of women will be discussed chronologically, primarily with the historical background of granting women the right to choose and be elected; then the policies of the Republic of Turkey in this direction and the visibility of women in our political life will be determined by numbers. For this purpose, the care will be taken to share reliable information by scanning resources, and data on the representation of women at the national level will be presented together with regulations in the legal and political framework. The visibility of women in Turkish politics has been increasing through the recognition of the right to vote and to be elected in 1934; but further improvement of policies from the perspective of modern democracies towards women, not only the provision of numerical superiority but also qualitative superiority related to the politics and the practices about this issue should be taken
Daha fazlası
Daha az