Sağlık Bilimleri Fakültesi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Sağlık inanç modeli temelinde karantinadaki 65 yaş üstü bireylerin Covid-19 algıları(2021) Kaya Erten, Zeliha; Gültekin, MuratÇalışmanın amacı, karantina sürecindeki 65 yaş üstü bireylerin SİM kullanarak COVID-19 algılarını detaylı bir şekilde incelemektir. Çalışma da nitel araştırma yönteminin bir deseni olan durum çalışması kullanılmıştır. Çalışmada olasılık dışı örneklemin bir türü olan ve ölçüt yoluyla oluşturulan çalışma grubu tercih edilmiştir. Çalışmaya Eylül 2021 tarihleri arasında Kayseri ilinde bulunan 13 kişi katılmıştır. Katılımcıların sekizi erkek, beşi kadındır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak 10 gün süresince toplanmıştır. Görüşme formu Sağlık İnanç Modeli boyutları temel alınarak hazırlanan 13 sorudan oluşmaktadır. Görüşmeler sessiz, sakin bir odada, yüz yüze ve katılımcıların sesli kayıt ve çalışma onayları alınarak yapılmıştır. COVID-19 duyarlılık algılarını öldürücü hastalık, hastalığı kapmak, bulaştırmak ve ölüm şeklinde ifadeleri daha sık kullanmışlardır. Ciddiyet algılarında hastalığa yakalanabileceği ve öleceğini düşündüğünü belirtmişlerdir. Yarar algılarında karantina tedbirlerini yararlı algılamalarının yanında zararlı, stresli, yalnızlaştırıcı gibi etkilerinden de bahsetmişlerdir. Engel algılarını daha çok temel ve sağlık ihtiyaçları için engellendiğini, öz yeterlilik durumlarını ise sabırlı, başarılı ve kurallara uyma olarak tanımlamışlardır. Sağlık motivasyon kaynakları olarak hastalanma korkusunun, aile ve çevrenin, hastalığı bulaştırma korkusunun ve medya-uzman bilgilendirmelerinin etkili olduğunu belirtmişlerdir. Son boyut olan eyleme geçiriciler için medya ve çevrenin olumlu etkilerinin yanında az sayıda katılımcı da olumsuz etkilerinden bahsetmiştir. Yaşlıların karantina sürecindeki COVID-19 algılarının önemli olduğu ve koruyucu sağlık davranışları geliştirmek için SİM kullanımının yararlı olacağı düşünülmüştür. Anahtar Kelime: Sağlık İnanç Modeli, Yaşlı Sağlığı, COVID-19, Karantina.Öğe Nuh Naci Yazgan Üniversitesi öğrencilerin toplu beslenme hizmetlerinden memnuniyet durumları(X. Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi, Ankara, 2014) Başmısırlı, Eda[Abtsract Not Available]Öğe Çocuklarda çevrimiçi oyun bağımlılığı ile sağlıkla ilgili yaşam kalitesi arasındaki ilişki(2021) Kepenek Varol, Büşra; Tuncer, D.[Abtsract Not Available]Öğe Effect of chronic non-specific neck pain on aerobic capacity,Kronik non-spesifik boyun ağrısının aerobik kapasiteye etkisi(2018) Menevşe, ÖzlemBu çalışmanın amacı kronik non-spesifik boyun ağrısının aerobik kapasite üzerine etkisini incelemektir. Çalışmada non-spesifik boyun ağrısı tanısı almış, 20-40 yaş arası, en az 1 yıldır boyun ağrısı şikayeti olan 52 kadın ile 52 sağlıklı kadın olmak üzere toplam 104 birey değerlendirilmiştir. Olguların, ağrı şiddeti; Görsel Ağrı Skalası(GAS), özürlülük düzeyleri; Boyun Özür Göstergesi(BÖG) ve aerobik kapasiteleri; Bruce Treadmil Test Protokolü ile değerlendirilmiştir. Hasta grubunun yaş ortalaması 31.04 ± 5.65 yıl, kontrol grubunun yaş ortalaması 31.33 ± 5.10 yıldı. Hasta grubunda ağrı şiddeti ortalaması 5.86 ± 1.11cm, hastalık süresi ortalaması ise 4.72 ± 4.20 yıldı. Hasta grup ile sağlıklı grup arasında VO2max değerleri arasında anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). Ancak kronik boyun ağrılı bireylerde, BÖG skorları ile VO2max değerleri arasında negatif yönlü anlamlı ilişki bulundu (p=0,012). Ayrıca hasta grubunda ağrı süresi ile BÖG skorları arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki tespit edildi (p=0,026). Çalışma sonucunda kronik non-spesifik boyun ağrısı olan kadınlarda boyun özürlülük derecesi arttıkça aerobik kapasitenin azaldığı bulunmuştur.,This study was planned to examine the effect of chronic non-specific neck pain on aerobic capacity. In this study fifty-two women with chronic non-specific neck pain and fifty-two healthy women were evaluated. The age of the participants ranged from 20 to 40 years. A Visual Analog Scale was used to assess pain intensity. To evaulate disability levels of the subjects the Neck Disability Index(NDI) was used. Bruce Treadmill Test Protocol was used to measure aerobic capacity. The mean age of the patients with chronic non-specific neck pain was 31.04 ± 5.65 years and the mean age of the healthy controls 31.33 ± 5.10 years. The mean neck pain intensity was 5.86 ± 1.11 cm, the mean disease duration was 4.72 ± 4.20 years. There was no statistically significant difference between the two groups in terms of VO2max values (p> 0.05). But there was a negative correlation between NDI scores and VO2max values of the patient group (p = 0,012). In addition there was a positive correlation between pain duration and NDI scores in the patient group (p = 0.026). As a result of the study, in women with chronic non-specific neck pain, the aerobic capacity was found to decrease as the neck disability levels increased.Öğe Investigation of relationship between reaction time and hand dexterity ,Reaksiyon zamanı ile el beceri düzeyi arasındaki ilişkinin araştırılması(2018) Şırayder, Ukbe; Menevşe, Özlem[Abtsract Not Available]Öğe The diabetes risk evaluation with findrisk in healthy adults: Kayseri/Turkey(41st ESPEN Congress, Krakow, 2019) İnanç, Neriman; Başmısırlı, Eda; Atayoğlu, A. Timuçin; Çapar, Aslı GizemAim: Diabetes is a major health problem worldwide, as its prevalence is increasing dramatically. Lifestyle modification can delay or prevent the onset of type 2 diabetes. Therefore, screening for prediabetes and type 2 diabetes risk through an assessment of risk factors is important. The objective of the study was to investigate the risk for type 2 diabetes using the Finnish Diabetes Risk Score (FINDRISC) in Kayseri. Methods: In total, 1500 adults aged 18 years or older were interviewed using the FINDRISC as Diabetes Risk Questionnaire and fasting serum glucose levels. The findings of FINDRISC were grouped according to gender and a score of 15 and above was accepted as a high risk in terms of Type 2 diabetes. Results: 13.5% of the participants were in the high- risk group. There was a statistically significant relationship between total FINDRISC score and gender (p < 0.001). While 15.2% ofthe women were in the high -risk group, 12.4% ofthe men were in the high- risk group. The percentage of women in the low-risk group (35.9%) is less than the men with low- risk of diabetes (38.5%). As the BMI increased, the individuals were found to have a high risk evaluated with the use of FINDRISC. 14.3% of women with waist circumference >88 and 6.7% of men with waist circumference >102 were in the high- risk group. (p < 0.001) Conclusions: Risk of diabetes was found to be higher with the FINDRISC score as the BMI and waist circumference increased. FINDRISC can be used in the primary care for this purpose; fast and easy to be applied.Öğe Determining the effect of diet to stop hypertension (dash) and salt-free diet on blood pressure in hypertension patients(2021) Başmısırlı, Eda; Şahin, H.Rationale: Hypertension is a serious medical condition and can increase the risk of heart, brain, kidney and other diseases. Accordingt to the World Heart Organisation (WHO): It is a major cause of premature death worldwide, with upwards of 1 in 4 men and 1 in 5 women (over a billion people) having the condition This study, which was planned as a randomized controlled intervention study, was conducted to compare the effects of the Dietary Approaches to Stop Hypertension (DASH) and salt-free diet on blood pressure in patients with hypertension.Öğe Yöresel Kayseri yemeklerinin enerji ve besin ögesi içerikleri ile diyet kalitelerinin değerlendirilmesi(2. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu, 2023) Şahin, Gizem AytekinAytekin Şahin G. Yöresel Kayseri yemeklerinin enerji ve besin ögesi içerikleri ile diyet kalitelerinin değerlendirilmesi. 2. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu, Mersin/Türkiye, 5-6 Ekim 2023, ss. 4-5Öğe Eşlerin uyguladığı sırt masajının menopozal yakınmalar, uyku kalitesi ve eş uyumuna etkisi(2022) Kaya, Didem; Özden, Mustafa; Ülkü, Cengizhan[Abtsract Not Available]Öğe 18-65 YAŞ ARASI KİŞİLERDE SEZGİSEL YEME, KISITLI YEME DAVRANIŞI VE DUYGUSAL YEME DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Acıbadem Univ. Sağlık Bilim. Derg, 2022) Kaya, NeşeGiriş - Amaç: Yeme bozukluklarının artışı, obezite ile birlikte ivme kazanmıştır ve artan mortalite ile ilişkilidir. Bu nedenle yeme bozukluklarının altında yatan mekanizmaları araştırmak ve çözüm yolları bulmak önem teşkil etmektedir. Duygusal yeme ve kısıtlı yeme davranışı gibi yeme davranışı kalıplarının yeme bozuklukları patofizyolojisinde birer faktör olduğu, sezgisel yemenin ise yeme bozukluklarının önlenmesi ve progresyonunun iyileştirilmesinde etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı da sezgisel yeme, kısıtlı yeme davranışı ve duygusal yeme davranışları arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve tüm bu bileşenlerin yeme davranışı kalıpları içerisindeki yerini ifade etme amacıyla literatüre yeni bir çalışma kazandırmaktır. Yöntem - Gereçler: Bu çalışma 26 Mart 2021-12 Nisan 2021 tarihleri arasında Google Formlar ile oluşturulan çevrimiçi anket ile 18-65 yaş arası katılımcılar üzerinde yürütülmüştür. Çalışmanın örneklem sayısı literatürdeki çalışmalar göz önünde bulundurularak G-Power programından yararlanılarak % 95 test gücü, ?=0.05 yanılma payı ile 262 olarak hesaplanmış, çalışma sonunda 522 katılımcıya ulaşılmıştır. Çalışma için etik kurul izni ve katılımcıların onamı alınmıştır. Katılımcılara sosyodemografik özellikleri ve genel beslenme alışkanlıklarına ilişkin bir anket, sezgisel yeme durumlarını saptamak için Sezgisel Yeme Ölçeği-2 (SYÖ-2), kısıtlı yeme davranışları ve duygusal yeme durumlarını belirlemek için Hollanda Yeme Davranışı Anketi’nin (DEBQ) duygusal yeme ve kısıtlı yeme davranışları alt ölçekleri uygulanmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri IBM SPSS (IBM Corp., Windows için Versiyon 26.0) ile gerçekleştirilmiş, elde edilen kategorik veriler sayı ve yüzde, nicel değişkenler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum istatistikler ile özetlenmiş, bağımsız iki grup karşılaştırmaları t testi ile yapılmış ve nicel değişkenler arası ilişkiler ise Pearson Korelasyon katsayısı ile ölçülmüştür. Tüm analizlerde istatistiksel anlamlılık düzeyi % 5 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen katılımcıların % 23,95’i erkek, % 76,05’i kadındır. Yaş ortalamaları 30,33±9,35’dir. Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalamaları ise 24,12±4,62 kg/m2 olarak belirlenmiş olup katılımcıların % 59,2’si normal BKİ kategorisinde (18,5-24,9 kg/m2) yer almıştır. Tüm katılımcılara ait SYÖ-2 toplam puan ortalaması 3,38±0,66, DEBQ Kısıtlı Yeme Davranışı Alt Ölçeği toplam puan ortalaması 2,79±0,88 ve DEBQ Duygusal Yeme Alt Ölçeği toplam puan ortalaması ise 2,23±1,19 olarak saptanmıştır. Ölçek puanları cinsiyetler arasında karşılaştırıldığında DEBQ Kısıtlı Yeme Davranışı Alt Ölçeği ve Duygusal Yeme Alt Ölçeği icin erkeklerin ortalamaları kadınların ortalamalarından istatistiksel açıdan anlamlı olarak duşuk bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Çalışmada kısıtlı yeme davranışı ve duygusal yeme alt ölçekleri skorları, erkeklerde kadınlardan istatiksel açıdan anlamlı olarak düşük bulunmuş ve bu bulgu kadınların erkeklere kıyasla kısıtlı yeme davranışı ve duygusal yeme açısından daha fazla risk altında olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu bulgu, kısıtlı yeme davranışı ve duygusal yeme davranışlarının yeme bozukluklarının gelişimine olan katkısı düşünüldüğünde kadınların bu açıdan da daha fazla risk altında olduğunu göstermektedir. Ayrıca çalışmada SYÖ-2 toplam puanı ile DEBQ duygusal yeme puanı arasındaki negatif yönlü ilişki kadınlarda erkeklere kıyasla güçlü düzeyde bulunmuş, bu bulgu da duygusal yemenin sezgisel yeme uygulamaları açısından özellikle kadınlar için bir engel teşkil edebileceği fikrine destek sunmuştur. *Bu çalışma, TÜBİTAK 2210-A Genel Yurt İçi Yüksek Lisans Burs Programı kapsamında desteklenmiştir.Öğe Yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin kayseri beslenme kültürüne oryantasyonu(2017) Başmısırlı, Eda; Aktan, Timuçin[Abtsract Not Available]Öğe The evaluation of nutrition status in patients with depression(2013) İnanç, Neriman[Abtsract Not Available]Öğe Nuh Naci Yazgan Üniversitesi öğrencilerinin meyve ve sebze tüketim durumu ve ilişkin faktörler(2017) Başmısırlı, Eda; İnanç, Neriman; Nisari, Mustafa; Aykut, Mualla; Altunkürek, Şerife Zehra[Abtsract Not Available]Öğe Kayseri’de mobilya sanayisinde çalışan işçilerin beslenme durumunun saptanması(2015) Başmısırlı, Eda; İnanç, Neriman; Soylu, Meltem; Kaner, G.; Tengizler, M.; Dündar, E.; Tiken, M.[Abtsract Not Available]Öğe The effect of perioperative immunonutrition on surgical complications and quality of life in patients with head and neck cancer(2021) Başmısırlı, Eda; Şahin, H.Rationale: This intervention study, which was planned as a prospective randomized controlled, was conducted to compare the effects of periop erative nutritional support with immunonutrition and standard enteral products on postoperative complications and quality of life in patients with head and neck cancer (HNC). Methods: Between April February 2019 and February 2021, the study was conducted in Erciyes University Faculty of Medicine and Kayseri City Hospital Otolaryngology and Head Neck Surgery Clinic with 34 hospital ized patients with a diagnosis of HNC. Five days before surgery and 10 days postoperatively, immunonutrition support was given to the intervention group (n¼17), and standard enteral nutrition support was given to the control group (n¼17). Five days before surgery, 10th and 40th post operative days; body analyzes were made, food consumption records were taken, Nutritional Risk Score (NRS) -2002 and quality of life scales (EORTC QLQ-C30, EORTC QLQ-H & N35) were applied, biochemical parameters, complications, length of hospital stay and nutritional support has been recorded. Results: Although there was no difference in energy intake between the intervention and control groups on the preoperative and 10th post operative day, protein intake was significantly higher in the intervention group on the 10th postoperative day (p0.05). The NRS-2002 scores of the inter vention and control groups increased on the 10th postoperative day (2.65±1.37, 3.18±1.13, respectively) compared to the preoperative period (2.0±1.28, 2.65±1.37, respectively), and decreased again on the 40th day (2.06±1.30, 2.71±1.31, respectively, p>0.05). Serum albumin levels decreased on the 10th postoperative day compared to the preoperative period, both in the intervention group (3.86±0.51 mg/dL) and in the control group (3.60±0.41 mg/dL, p0.05). Conclusion: In conclusion, compared to the perioperative standard enteral nutritional support, immunonutrition support provides an improvement in some components of quality of life scales. However, it has been shown that studies with longer follow-up and larger samples are required to observe its effect on complications. Disclosure of Interest: None declaredÖğe NUTRITIONAL STATUS AND MEDITERRANEAN DIET ADHERENCE OF THE CHILDREN AND ADOLESCENTS WITH DOWN SYNDROME AND THEIR SIBLINGS(45th Espen Congress Lyon, 2023) Kaya, Neşe; İnanç, Neriman; Kip, Merve; Kendirli, GamzeRationale: This study aimed to investigate the nutritional status, eating practices, dietary intake and Mediterranean diet quality scores (KIDMED) of children and adolescents with Down Syndrome (DS) and their non-DS siblings. Methods: This cross-sectional study was carried out 57 participants divided into two groups, consisting of 34 DS individuals and 23 control siblings, in Kayseri/Turkey. Socio-demographic data, anthropometric measurements, food consumption and feeding difficulties were recorded face to face. Dietary patterns are evaluated by the Mediterranean Diet Quality Index (KIDMED). The physical activity was measured with the Physical Activity Questionnaire for Older Children (PAQ-C). Results: The rates of overweight and obesity were higher in the DS group compared to siblings according to WHO BMI-z scores classification (p=0.002). Even using Turkish DS-specific growth curves, overweight and obesity rates were higher (p=0.041). No statistical difference was found in energy and macronutrient intake between groups. The mean KIDMED scores also did not differ between the groups but we found that most of the children with DS have moderate adherence and most siblings have high adherence to the Mediterranean diet (p=0.037). The PAQ-C scores were lower in the DS group compared to their siblings (p=0.039). Conclusion: We conclude that children and adolescents with DS have higher rates of overweight and obesity than siblings even using DS-specific growth curves despite the similar dietary patterns, energy and macronutrient intake. To prevent obesity in children and adolescents with DS, it is important to evaluate their growth and development considering nutritional needs and give specific nutritional recommendations that contribute to better dietary patterns.Öğe Post-discharge evaluation of patients treated in hospital with infection of Covid-19(2021) Kaya Erten, Zeliha; Çetin, Adil; Gökçek, Mebrure Beyza; Özçakır, Ayşenur Canan; Aslaner, HümeyraObjective: This study was conducted retrospectively, cross-sectional and descriptively, with the aim of evaluating the results of monitoring that carried out by telephone, of discharged patients who had been hospitalised due to Covid-19 during the pandemic. Method: The population of the research contains of folders of 862 patients who got their Covid-19 Polymerase Chain Reaction (PCR) tests positive, treated in hospital and discharged between 28.08.2020 and 16.09.2020. Study was completed with folders complete datawise of 760 patients. Descriptive statistics were given in mean, standard deviation, median, minimum and maximum. Percentages were used for categorical data. Also, in order to determine intergroup differences in categorical variables, Chi-Square test was used. Kolmogorov-Smirnov test was used for analysing normal distribution of data.Results: In the study, age median of patients that stated their clinical condition good and medium was lower than the patients of poor clinical condition (p:0.001). 45 of patients with poor condition were rehospitalized and 35 of them applied to emergency service (p<0.001) Conclusion: Results demonstrate that patients have continued problems in their homes and need support after discharge. Moreover, it was reasoned that home-monitoring and home attendant care services for elderly patients have to be improved qualitatively. Key Words: Covid-19, Follow-up at home, Discharge,Öğe Use of iodized salts status at food service institutions in Kayseri(International Conference on Sustainable Development, 2016) Soylu, Meltem; Başmısırlı, Eda; İnanç, Neriman; Danışman, Şengül; Işık, Gülfem; Holoğlu, Feyza[Abtsract Not Available]Öğe Crohn hastalarının besin tüketim durumları: Cdai, Sgd Ve beden kitle indeksi ile uyumlu mu?(2017) Başmısırlı, Eda; İnanç, Neriman; Soylu, Melttem; Aslan, Tuğrul; Kurt, Mertcan[Abtsract Not Available]Öğe Parmak ucundaki bakım: Mobil uygulamalar ve şizofrenide kullanımı(I. Ulusal Dijital Hemşirelik Kongresi, 2020) Çetinkaya, Buse; Uslu, EsraMobil sağlık; sağlık alanında giyilebilir teknolojiler, mesaj servisleri ve mobil cihazlar gibi bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını kapsar. Mobil sağlığın bir ayağı olan mobil cihazların kullanımındaki artış sağlık hizmetleri sunumunu etkilemiş ve bakımda etkili bir araç haline gelmiştir. Mobil cihazlarla birlikte gelişen mobil uygulamalar ise sağlığın farklı alanlarında kullanılır olmuştur. Bu alanlardan birisi de ruh sağlığıdır. Ruhsal problem yaşayan bireyler; kullanımının kolay olması, damgalamadan uzak bir ortam sunması, öz yönetim imkanı tanıması ve kolay erişilebilir olması gibi nedenlerle mobil uygulamaları tercih etmektedir. Mobil uygulamalar dünya üzerinde 21 milyondan fazla kişiyi etkileyen şizofreni hastaları için de etkili bir seçenektir. Bu hastaların sıklıkla bakım verenlerin desteğine ihtiyaç duyduğu ve hastalıklarının yönetimine etkin katılmayı istediği göz önünde bulundurulduğunda mobil uygulamalar karşımızsa bir fırsat olarak çıkmaktadır. Ancak literatür bu anlamda şizofreni hastalarının daha az ilgi gördüğünü, yapılan çalışma sayısının da sınırlı olduğunu vurgulamaktadır. Bu noktada amacı mobil uygulamaları ve şizofreni hastalarının bakımına yansımalarını incelemek olan bu derlemenin literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda derlemede literatür bilgisi doğrultusunda mobil sağlık, mobil uygulamalar ve gelişimi, mobil uygulamaların güçlü ve zayıf yönleri, seçimi, değerlendirmesi, ruh sağlığı alanında kullanımı ve şizofreni hastalarının bakımına yansımalarından bahsedilecektir.