Yazar "Sivri, Damla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çenelerdeki kistik lezyonların dekompresyonunda kullanılan stentler(Aydın Dental Journal, 2020) Öztürk, Kübra; Sivri, Damla; Çetiner, SedatÇenelerdeki kistik lezyonlar; basit drenaj, enükleasyon, küretaj, marsüpyalizasyon, marjinal veya segmental rezeksiyon gibi çeşitli yöntemlerin tek başına veya kombine olarak uygulanması ile tedavi edilebilmektedir. Bunlardan marsupyalizasyon; kistik lezyonla oral kavitenin bağlantısını sağlayan cerrahi bir açıklık sağlanarak kist kavitesi içeresindeki basıncın azaltılması yani dekompresyonu işlemidir. Dekompresyon sırasında kavite içerisindeki basıncın azaltılması ile kemik yapımının indüklendiği düşünülmektedir. Tedavi başarısı; kist kavitesiyle oral kavite arasındaki cerrahi açıklığın korunması ve bu açıklık aracılığıyla kavitenin irrige edilebilmesiyle doğrudan ilişkilidir. Çok çeşitli şekil ve materyalden olabilen bu stentler açıklığın kapanmasını engellerken; çevre dokuları irrite etmeyen, çiğneme ve konuşma gibi fonksiyonel hareketlere izin verebilen ve hasta tarafınca temizlenebilen bir yapıda olmalıdır.Öğe İlaç Kullanımına Bağlı Gelişen Çene Osteonekrozu: Tanımı, Önlenmesi, Tedavisi ve Güncel Yaklaşımlar(2020) Sivri, Damla; Atak, Sibel Çebi; Çetiner, Sedat; Öztürk, Kübra; Okur, Begümİlaç kullanımına bağlı gelişen çene osteonekrozu [medicationrelated osteonecrosis of the jaw (MRONJ)] hakkında ilk makale 2003yılında yayımlandı. MRONJ, kemik metastazı veya osteoporoz için antirezorptif veya antianjiyojenik ilaç alan hastalarda 8 haftadan uzun süredevam eden, maksillofasiyal alanda mevcut olan nekrotik kemikle karakterizedir. Osteonekroza, en sık çene kemikleri olmak üzere kalça vediz kemiklerinde de rastlanmaktadır. MRONJ’ye neden olan ilaçlar,metastaz yapan malignansilerde, osteoporoz ve Paget hastalığının tedavisinde tercih edilmektedir. MRONJ vakalarının patofizyolojisi,henüz tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte bu durum, kemiğin“remodeling” mekanizmasının değişmesi veya kemik rezorpsiyonununbaskılanması, enfeksiyon, immün sistem yetmezliği, anjiyogenezin inhibisyonu, yumuşak doku toksisitesi, kronik mikrotravmalar ve D vitamini yetersizliğiyle açıklanabilmektedir. Önerilen cerrahi vekonservatif tedavi rejimlerinin uygulanması değişken başarı oranlarısağlamıştır. Semptomatik tedavilerin başarısız kaldığı vakalarda, cerrahi debridman, enfekte dişin çekimi, oluşmuş nekrotik kemiğin rezeksiyonu gibi cerrahi girişimler gerekli olabilir. Cerrahi girişimlerinbaşarı şansını artırmak için piezocerrahi, lazer cerrahisi, plateletten zengin plazma uygulanması, lökosit ve plateletten zengin fibrin (L-PRF)kullanımı, ozon terapisi gibi yöntemler de ek tedavi olarak uygulanabilmektedir. MRONJ tedavisinde belki de en önemli basamak, risk grubundaki hastaları bilinçlendirmek ve MRONJ oluşumunu önlemektir.Mevcut literatürün en iyi kanıt incelemesine dayanan bu derleme,MRONJ’nin önlenmesi, yönetilmesi ve tedavi edilmesine yardımcı olacak açık pratik kılavuzlar ve yeni tedavi yöntemleri sunmaktadır.MRONJ’ye multidisipliner bir yaklaşım benimsenmeli, hastanın yaşamkalitesi ön planda tutulmalıdır.Öğe STENTS USED FOR DECOMPRESSION OF CYSTIC LESIONS IN THE JAWS(İstanbul Aydın Üniversitesi, 2020) Sivri, Damla; Öztürk, Kübra; Çetiner, SedatCystic lesions on the jaw scan be treated by applying various methods alone or in combination such as simple drainage, enucleation, curettage, marsupialization, marginal or segmental resection. Marsupialization is the procedure of reducing the pressure in the cyst cavity by providing a surgical opening that connects the cystic lesion and the oral cavity. It is thought that bone production is induced by reducing the pressure inside the cavity during decompression. Success of the treatment is directly related to the preservation of the surgical opening between the cyst cavity and the oral cavity and the ability to irritate the cavity through this opening. Stents, which can be of various shapes and materials, prevent the opening from closing; it should be in a structure that does not irritate the surrounding tissues, allow functional movements such as chewing and speech and can be cleaned by the patient.Öğe Tükürük bezi taşı cerrahisi: İki olgu sunumu(SELCUK DENTAL JOURNAL, 2019) Öztürk, Kübra; Delilbaşı, Ertan Ali; Mammadova, Ulviyya; Sivri, Damla; Göksu, Vahit CanSialolithiazis, “sialolit” olarak tanımlanan tükürük bezi taşlarının gelişimi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Sialolitiazis %80 oranında submandibular tükürük bezinin içinde veya duktusunda görülmektedir. Tükürük bezi hastalıklarının tanısında farklı görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Bu makalede iki farklı hastanın submandibular tükürük bezin duktusunda teşhis edilen sialolitlerin cerrahi eksizyonu rapor edilmektedir. Sialolithiazis is a disturbance caused by the development of salivary gland stones, known as "sialoliths". Sialolithiasis occurs in 80% of the submandibular salivary glands. Different imaging techniques can be used to diagnose salivary gland diseases. In this report two cases of sialoliths which diagnosed in the submandibular salivary gland and excised surgically are presented.