Çiftcioğlu, Cengiz Topel2025-02-242025-02-2420241309-8837https://hdl.handle.net/20.500.14440/465İddia, savunma ve yargılama alanındaki bir dizi etkinliği içeren ve bir suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse bu suçun kim tarafından işlendiği ve bu suça uygulanacak yaptırımın ne olması gerektiği sorununa çözüm bulmayı amaçlayan ceza muhakemesi, esas itibarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ancak, Kanun Koyucu, bu genel düzenlemeye ek olarak bazı kamu görevlileri bakımından yerine getirdikleri görevin önemi sebebiyle haklarında farklı ve bazı istisnai hükümler içeren, özel nitelikte kanuni düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemeler, daha çok söz konusu kamu görevlilerinin statüsünü belirleyen ve meslek ilkelerini düzenleyen, kendi özel kanunları içerisinde yapılmıştır. 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 1. maddesinde noterlik bir kamu hizmeti olarak tanımlanmış olup, noterler ise hukuki güvenliği sağlamak ve taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirmek ve idari işlemlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirilmesine katkı sağlamakla görevli ve yetkili bir kamu gö-revlisidir. Bu nedenle noterlerin mesleklerini daha etkili ve endişeden uzak yerine geti-rebilmeleri amacıyla, Kanun Koyucu noterlerin ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri hariç olmak üzere, görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı kovuşturma yapılabilmesini, Adalet Bakanlığının iznine tabi kılmıştır. Bu izin, dava şartı niteliği taşımaktadır. Ancak, noterlerin bu suçlarından dolayı soruşturma yapılması için izin alınması gerekli değildir. Bu çalışmada; noterlik mesleğinin hukuki niteliği ve noterlerin hukuki statüsüyle noterlerin görev suçları ve muhakeme usulleri, yargı kararları ışığında ele alınmış ve konuya ilişkin görüş ve önerilerde bulunulmuştur.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessDava ŞartıKamu GöreviNoterNoterlik MesleğiKovuşturma İzniNoterlerin Görev Suçları ve Muhakeme UsulüArticle4142385127680323