DOĞAL HUKUKUN POZİTİF HUKUKLA İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA SOKRATES’İN ÖLÜMÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

dc.contributor.authorMerkit, Nuriye
dc.date.accessioned2025-02-24T16:28:41Z
dc.date.available2025-02-24T16:28:41Z
dc.date.issued2023
dc.departmentFakülteler, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü
dc.description.abstractSokrates’in ölümü doğal hukuk ve pozitif hukuk ilişkisine dair önemli çıkarımlar içermektedir. O, Savunma’da ve Kriton’da nomos’a itaat etme gerekçelerini içindeki tanrısal ses/daimon temelinde açıklamıştır. Nomos’a itaatin hukukî bir ödev olmaktan önce ahlaki bir sorumluluk olduğunu ifade eden Sokrates, ahlakın hukuku öncelediğini ve pozitif hukukun meşruiyet kaynağının doğal hukuk olduğunu iddia etmektedir. Nitekim Sokrates, Atina kentinin o dönem yürürlükte olan pozitif hukukunun ahlaki bir ideal olan adaleti sağlayamadığını bilse de nomos’un ve kendisine verilen cezanın tanrısal yasaları ve ahlak kurallarını ifade eden thesmoi ile çelişmediğine inandığı için yasaya içtenlikle itaat etmiştir. Sokrates’in hukuka itaat yükümlülüğünü yalnızca ahlaka bağlaması ve Atina devletini aşırı bir biçimde yücelterek devlet karşısında kişinin varlığını eritmesi modern pozitif hukuk için elbette geçerliğini kaybetmiştir. Ancak onun ölümü pozitif hukukun adalet sorununa yaklaşımında hukuk felsefesinin ne denli önemli bir yere sahip olduğunu asırlar önce gözler önüne sermiştir. Bir hukuk sisteminin en önemli işlevi adaleti sağlamak için adil ve haklı çözümler üretmektir. İşte bu noktada adalet, vicdan, hakkaniyet gibi kavramların ve dolayısıyla doğal hukukun yol göstericiliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Klasik doğal hukuk öğretisinin evrensel ve ebedi olma iddiası modern pozitif hukuk için uygulanabilirlik özelliğini kaybetmiş olsa da modern doğal hukuk öğretilerinin değişir kapsamlı doğal hukuk anlayışı belli bir durum için geçerli, haklı ve adil hukuku bulma konusunda önemli bir rehberdir. Bu nedenle doğal hukuku tamamen devre dışı bırakmak isteyen veya onunla sürekli olarak çelişen bir pozitif hukuk sisteminin insanların adalet duygusunu tatmin etmesi her zaman mümkün olmayabilir.
dc.identifier.doi10.54049/taad.1274429
dc.identifier.endpage252
dc.identifier.issn1309-6826
dc.identifier.issue54
dc.identifier.startpage225
dc.identifier.trdizinid1162366
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.54049/taad.1274429
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1162366
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14440/349
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.institutionauthorMerkit, Nuriye
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofTürkiye Adalet Akademisi Dergisi
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.snmzKA_TR-Dizin_20250201
dc.subjectFelsefe
dc.titleDOĞAL HUKUKUN POZİTİF HUKUKLA İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA SOKRATES’İN ÖLÜMÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
dc.typeArticle

Dosyalar