Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 5 Adet 0.002 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Filtreler
Erişime Açık

Ataerkil politikanin izdüşümünde dilsel pratik: TDK’nin cinsiyetçi kelimeleri

Ergin ULUSOY | Tülin ÇETİNKAYA

Her insan kendi iç dünyasında bir anlam ve değerler birlikteliğini temsil eder. Bu temsiliyetin dışa vurumu ise kimliktir. Toplum kimliği yazılı olmayan normlar çerçevesinde biçimlendirir. Bu anlamda toplumsalın biçim ve hayat verdiği pek çok kimlik ve bu kimlikler üzerinden iletişime geçen pek çok temsiliyet ve aidiyet ilişkisi bulunur. Kadınlık da toplumsal normların etkisi altındaki kimliklerden biridir. Fakat bu noktada kadın kimliğini farklı kılan şey; onun siyasallaşmış olmasıdır. Bu nedenle cinsiyet farklılığını bir varoluşsal itiraza dönüştürerek kimlik haline getirmiştir. Kadın kimliğ ...Daha fazlası

Erişime Açık

Ataerkinin uzmanlaşmış ve cilalanmış şiddet pratiği: Devletin kadına yönelik politikaları

Ergin ULUSOY | Müberra Hatun BURAK

Erkekler kadınlara oranla toplumun çoğu kesiminde daha fazla hoşgörü olanağına sahiptir. Sivil topluma geçiş sonrasında erkeğin kadından daha üstün kabul edildiği ve erkeklerin sosyal, siyasal, ekonomik alanda kadınlardan daha etkin rol oynadığı bilinmektedir. Kadınlar ataerkil düzende işbölümü kavramı çerçevesinde çocuk bakımı, ev işi, erkek emeğinin yeniden üretimi ve cinsel ihtiyacının karşılanması gibi biyolojik yeniden üretime ve sağaltıma ilişkin işler ile “görevlendirilmiş”; buna karşın erkek ise ekonomik üretim ve kazançtan sorumlu tutulmuştur. Böylece altyapıyı kontrolüne alan erkek, ...Daha fazlası

Erişime Açık

AB’nin aşı pasaportu uygulamasının insan hakları etiği bağlamında bir değerlendirmesi

Ergin ULUSOY | Gülnihan AVCI

Pandemi insanları ölüm korkusuyla karşı karşıya getirmiş ve tüm dünya özgürlük ve güvenlik ikileminde bir tercih yapmak durumunda kalmıştır. Bu durum, devletlerin otoriter uygulamalara başvurma konusunda hoyratlaştığı bir sürece evrilme riski taşımaktadır. Oysa insan haklarının kısmen askıya alınabildiği Olağanüstü Hal ve savaş gibi kriz dönemlerinde dahi alınan kararların ve uygulamaların insan hakları etiğine uygun olması gerekir. COVID-19 ile mücadele kapsamında ilk olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 11 Mart 2020’de pandemi ilan etmiş ve ardından hem DSÖ hem de birçok devlet tarafından bir di ...Daha fazlası

Erişime Açık

2000’ler Türkiye’sinde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü

Gülnihan AVCI KAYA | Ergin ULUSOY

Türkiye’de kadına yönelik şiddet 1980’lerde kamusal alanda gündeme gelmeye başlayan bir sorun olarak kabul görmüştür. Kadına yönelik şiddetle mücadele 1980’lerde bilinç yükseltme faaliyetleri, sokak gösterileri, dergi ve yayınlar ile ilerlerken, 1990’larda kadına yönelik şiddetle mücadeleyi amaçlayan sivil toplum kuruluşları kurulmaya başlanmış, devlet kurum ve kuruluşlarında da kadına yönelik şiddetle mücadeleyi amaçlayan yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde ilk on yılda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte kadına yönelik ...Daha fazlası

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms